YAZARLAR

Yeni Dunkirk: Paris

Geçtiğimiz cuma akşamı Paris 2024 Olimpiyat Oyunları, açılış töreniyle resmen başladı. İlk defa bir stadyumda değil, şehrin içinde düzenlenen tören sosyal medyada ağır şekilde eleştirildi. Pek çok kişi tarafından tarihin en kötü açılışı olarak nitelendirildi. 1896’dan beri düzenlenen modern Olimpiyatların hepsinin açılış törenlerini izlemediğim için böyle bir yargıda bulunmam mümkün değil fakat benim de izlediğim en kötü törendi diyebilirim.

Nedenlerine gelecek olursak:

■ Her ne kadar amaç olimpiyat ruhunu Paris’in bütününe taşımak idiyse de, canlı olarak izleyenler törenin büyük bölümünü kaçırdılar. Organizasyon komitesi olimpiyatların bir Tour de France olmadığını anlamamış olabilir. Genel olarak bir orada bir burada çok kaotik bir görüntü mevcuttu. Sadece televizyon için dizayn edilmiş bir tören olduğu izlenimi uyandırdı.

■ Sporcular değişik ebatta teknelere adeta sıkış tepiş doldurulmuşlardı. Az sporcuyla katılan bazı küçük ülkelere kayık diyebileceğimiz küçücük botlar layık görülmüştü. Sporcular nehre düşecek diye ödüm koptu.

İkinci Dünya Savaşı’nın başlarında yaklaşık 400 bin İngiliz askeri Fransa’nın kuzeyindeki Dunkirk kasabasında Alman ordusu tarafından kapana kıstırılmıştır. Müttefik ordularından tamamen bağlantısı kesilen İngiliz birliklerinin tek kaçış yolu denizdir. Kraliyet Donanması’nın yanısıra sivil gezi motorları, balıkçı tekneleri, özel yatlar ve eski feribotlardan oluşan irili ufaklı deniz araçları askerleri kurtarmak için seferberlik halinde Dunkirk’e hareket ederler. Tarihin en ilginç tahliye operasyonu sayesinde 300 binden fazla asker kurtarılır. Seine nehrindeki geçiş töreni bana bu tarihsel olayı hatırlattı. Eşitliğe vurgu yapılan açılışta bu görüntü bence hoş değildi. Belki sempatik bulanlar vardır ama bence en azından düzensizdi. Sporcuların çoğu gözükmüyordu ve kesinlikle daha iyisini hak etmişlerdi.

Sonuç olarak Seine nehrini ve Paris’in kentsel dokusunu bir şölene dönüştürme fikri güzel olabilir ama pratikte tam bir fiyaskoydu. Şu ana dek tüm açılışların stadyumlarda yapılmasının demek ki bir sebebi varmış. Bazen Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığını öngörebilmek lazım. Dunkirk’ü kurtaran tekneler bu sefer Paris’i kurtaramadı.

Venezuela seçime gidiyor

Bugün Venezuela’da başkanlık seçimleri düzenleniyor. 11 yıldır tüm meşruiyet krizlerine rağmen iktidarda kalabilmeyi başaran Başkan Nicolas Maduro’ya karşı muhalefet birleşmiş durumda. 2018’de seçimleri boykot eden muhalefet bu sefer Edmundo Gonzalez liderliğinde birleşti. İşin ilginç tarafı aslında Maduro’ya karşı zafer kazanma umudunu aşılayan lider Gonzalez değil, Maria Corina Machado’ydu. Ancak kendisine siyasi yasak getirildiği için Machado seçimlere katılamıyor. Desteklediği bir diğer siyasetçi Corina Yoris’in de aday olması kabul edilmedi. Her ne kadar üçüncü tercih olsa da Gonzalez muhalefet partilerinde bir heyecan yaratabildi ve ittifakın tek adayı olarak seçimlere katılacak. Maduro’nun kolay kolay iktidarı bırakmayacak gibi gözüküyor.

ABD’de değişim heyecan getirdi

Uzun süre direnen Biden adaylıktan çekildikten sonra yeni aday olarak gösterilen Kamala Harris’in Demokrat Parti ve halkın genelinde bir umut yarattığından bahsedebiliriz. Geçtiğimiz Pazar gününden Salı’ya kadar iki günde tam 126 milyon dolar bağış yapılmış. Yüz bin kişinin gönüllü olmak için başvurduğu belirtiliyor. Amerikalılar Biden’a “artık baydın” diyebildiler ve katılımcı demokrasi bu seferlik işledi. Bu yeni rüzgârın seçimlere kadar hangi sertlikte esmeye devam edeceğini göreceğiz. Demokratlar Harris’e çok bayılmıyorlar ancak Trump’ın karşısına daha seçilebilir bir aday çıktığı için şimdilik umutları biraz artmış durumda.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu