YAZARLAR

Tarkan’ın değişime ihtiyacı var

Megastarın yeni albümü “Kuantum 51”, klasik Tarkan müziğini yeniden üretmeye girişiyor. Elbette rakibi ‘eski Tarkan’ olanın işi kolay değil.

Her yeni Tarkan şarkısını eski Tarkan şarkılarıyla kıyaslamak, her yeni Tarkan albümünü, eski Tarkan albümleriyle yarıştırmak müzik dinleyicisinin vazgeçemediği bir huy, artık yerleşmiş diyebileceğimiz bir gelenek. Megastar olduğunuzda tek rakibiniz kendiniz oluyorsunuz ve doğal olarak işiniz giderek zorlaşıyor.

Tarkan, üç 10 yıla yayılan kariyerinin ilk 10 yılında çıkardığı albümlerle halkın gözünde megastarlığa yükseldi. İkinci ve üçüncü 10 yıllarda bu unvanını korumaya çalıştı. 30 yılın yaklaşık 20 yılını “ama eski Tarkan daha iyiydi”lerle geçirdi.

Bunun ne kadar büyük bir baskı oluşturduğunu ancak tahmin edebiliriz. Bu süre zarfında sadece 2016’daki “Ahde Vefa” projesiyle farklı bir kapı açtı. Bu klasik Türk müziği eserlerini okuduğu bir albümdü. Bu sayede yeni nesiller eski klasikleri onun sesinden ve yorumundan dinlemiş oldu. Bunun ne kadar değerli bir iş olduğunu o zaman da yazmıştım. Hatta 2011’de de Tarkan’ın bir Türk Sanat Müziği albümü kaydetmesi gerektiğinden bahseden yazım da arşivde duruyor. Tarkan’ın o dönem yakaladığı bu özel işler, onun gelecekteki kariyer adımları olabilirdi. Ancak farklı kapılar açmak yerine Tarkan hep kendisinin 1990’lardaki, 2000’lerin ilk yarısındaki imajını yeniden üretmeye girişti. Ufak tefek sound denemeleriyle, dönemsel müzik trendlerini yanına alarak bunu yapabileceğine inandı. Bence, farklı bir işe girişirse dinleyicisinin ona küseceğini düşündü. Bugün de “Metamorfoz”dan (2011) başlayarak kaydettiği bir dizi albümünde yapmaya çalıştığını “Kuantum 51” ile tekrarlıyor. 20 yıl öncesinin megastar Tarkan’ıyla yarışıyor. Karşınızdaki rakip buysa kazanmanız imkânsız.

Kaybetme ihtimali var

“Kuantum 51”e kısaca değineyim. Mesela “Yo”da popüler hip hop/drill beat’leri ön plana çıkmış. Güzel bir hit adayı, albümün en iyilerinden.

“İllallah” eski hit şarkılara göndermelerle dolu. Tarkan’ın daha önce kullandığı ve başarıya ulaştığı formüller devrede. Bir noktada rock gitarlarla değişip gelişiyor. Albüm her ne kadar benim çok saygı duyduğum usta isimlere emanet edilmişse de biz bu sound karmaşasında Tarkan’ı biraz kaybediyoruz. Bu notuma rağmen yine de bu şarkının konserlerde çok büyük etki yaratacağına eminim.

“Olay” yine eski hit şarkıları andırıyor. Ama eski hit şarkılar aklımıza geldiğinde o şarkıya gidip orada kalıyoruz. Geri dönemiyoruz. Bir de not: Şarkıda güzellere ıslık çalıp “vay vay” diye arkalarından seslenmek galiba geçen yüzyılda kaldı biraz.

“Şerbetli”, EDM sularında ve derli toplu bir şarkı ve bence albümün en büyük hit adayı. Sadece özgün bir beste değil remiks gibi duruyor. Bu aslında çoğu şarkı için geçerli. Albüm biraz masa başında hazırlanmış gibi geliyor kulağa.

“Müteşekkir” de aynı sularda easy EDM üzerinden sonuca gitmeye çalışmış.

Albümün diğer şarkıları arasında “Çınar” dikkat çekici bir balad. “Sorma Gitsin” katıksız arabesk. “Esneyi Karartma”, Tarkan’ın herhalde gündeme dair bir mesajı olsa gerek. Notlarım bunlar. Tarkan’ın değişime ihtiyacı var. ‘90’lardaki Tarkan’ı yaşatmak istiyorsa o zaman ‘back to basics’ yani köklere dönüş yaşamalı. ‘90’lar hazır tam gaz geri dönmüşken o da yeni sound’lar aramak ve prodüktörlerini yormak yerine doğrudan ‘90’lara ışınlanmalı. Ama her şekilde eski Tarkan’la yarışıp kaybetme ihtimali var. Ne kadar iyi albüm yaparsanız yapın (mesela “Kuantum 51” çok iyi bir albüm) Tarkan’a ve ‘90’lar nostaljisine karşı hep kaybediyorsunuz.

Veya yeni bir Tarkan yaratmalı. Megastar Tarkan eski şarkılarda kalsın, yeni Tarkan bize başka bir yerden seslensin, eminim hayranları bu çabasını anlar ve ona her türlü destek olur. Sözlere dair bir sorun da şu: Tarkan sıradan klişe cümleler kullandığında dinleyiciye hiçbir şey geçmiyor. Ancak Tarkan kendinden, duygularından, çıkmazlarından, inişlerinden çıkışlarından bahsederse, yani bir insan olarak birey olarak kalbini açarsa seyirci de o zaman başka bir seviyeye geçer.

(“Kuantum 51”-Tarkan, HİTT Müzik)

Bir öneri

Armageddon Türk’ün meraklı dinleyiciler arasında hayli ilgi gören 2021 tarihli “Anadolu Lo-Fi” adlı derlemesinin ikincisi geçen ay yayınlandı. İstanbul-Londra merkezli prodüksiyon ekibi (Orkun Tunç, Zag Erlat) Anadolu’nun anonim türkülerini lo-fi formatta düzenliyor. Lo-fi dünya çapında en popüler tarzlardan biri. Popüler ortamlarda bilinmeyen ancak her birinin milyonlarca takipçisi olan gizli starlara sahip bu tür. Özelikle başta Arap, Hint, Japon müzikleri olmak üzere genel anlamda Asya sound’larını aynı mantıkla derleyen pek çok girişim çok büyük dinlenmelere ulaşıyor. İnsanların çalışırken, kitap okurken, dinlenirken dinlediği düşük ritimli dinlendirici müziklerin inanılmaz büyük bir pazarı var. Anadolu Lo-Fi serisi bu manzaraya bizden renkli bir katkı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu