Son Dakika: Merkez Bankası faiz kararını açıklıyor…
Para Politikası Kurulu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın başkanlığında toplanacak. Bugün saat 14.00’te kasım ayı faiz kararı açıklanacak.
Banka, son toplantısında 500 baz puanlık faiz artırımına gitti. Politika faizini yüzde 35’e yükseltti. Karar metninde, verilecek mesajlar da odakta olacak. Enflasyon rotası, sadeleşme süreci ve sıkılaşmanın seyrine dair ipuçları yakından izlenecek.Peki beklentiler neler? Ekonomistler cevapladı.
Ata Yatırım Hazine GMY Etem Öztekin milliyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:“PPK kararı için piyasadaki genel beklenti TCMB’nin 250 baz puan artırarak politika faizini %37.50’e çıkaracağı yönünde.
YIL SONU FAİZ TAHMİNİNİZ NEDİR?
Yıl sonunda politika faizinin %40 seviyesinde olmasını bekliyoruz. Bu seviyedeki bir politika faizinin 1 yıllık bileşik faiz oranı karşılığı yaklaşık %48 seviyelerinde olur ki bu da piyasadaki 2024 yıl sonu enflasyon beklentisiyle karşılaştırıldığında pozitif bir reel faiz anlamına gelir. Merkez Bankası’nın piyasayı ikna edebilmek adına böyle bir denge yakalamayı hedefleyebileceğini düşünüyorum.
FAİZ KARARI SONRASI ALTIN, DOLAR VE BORSADA YÖN NE OLUR?
Son PPK kararlarında gördük ki genel geçer piyasa kurallarının aksine, yükselen politika faizinin, borsa üzerinde her hangi bir olumsuz etkisi olmadı. Aksine, ortodoks politikalara dönüşün birçok makroekonomik değişken üzerinde pozitif etkilerini gözlemledik. TCMB’nin genel beklentilere paralel bir faiz artışı yapması durumunda bunun yine piyasa oyuncuları tarafından olumlu karşılanacağını beklemek mantıklı. Dolar tarafında, bir süredir başarılı bir şekilde yürütülen KKM’den çıkış stratejisi devam ettiği sürece en azından seçim zamanı yaklaşana kadar önemli bir sıçrama beklememek lazım. Yaklaşık olarak tl mevduat faizi kadar yukarı giden bir kur hareketi devam edecektir diye düşünüyorum. Altın ise bizim merkez bankamızın kararından ziyada FED ve ECB’nin faiz kararları ve jeopolitik gelişmeler gibi yurtdışı haber akışıyla yön bulacaktır.
FAİZ KARARI KREDİ VE MEVDUAT FAİZLERİNİ NASIL ETKİLER?
Menkul kıymet tutma yükümlülüğünün kaldırılmasıyla artık kredi ve mevduat faiz oranları olması gerektiği gibi piyasa şartlarına göre serbestçe belirleniyor. PPK’dan gelebilecek bir faiz artışı, belki bire bir olmasa da bir kısmı mevduat ve kredi faizlerine yansıyacaktır. Burada politika faizi kadar önemli olan ve takip edilmesi gereken başka bir nokta ise piyasadaki TL likiditesi. Kredi büyüme hızının çok düşük seyretmesiyle bankaların elinde önemli bir likidite fazlası bulunmakta. Merkez bankasının önümüzdeki dönemde zorunlu karşılık yönetimiyle piyasadaki fazla likiditeyi çektiğini de görebiliriz.
Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma UzmanıCeyhun Yavaş ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı : “23 Kasım 2023 tarihinde saat 14:00 TCMB politika faiz kararını açıklayacak. Piyasa beklentileri TCMB’nin politika faizini 250 baz puan artırarak %35,00’ten %37,50 seviyesine yükseltmesi yönünde şekilleniyor.
Kurum olarak 2023 yılı sonunda politika faizinin %40 seviyesine yükseleceğini öngörüyoruz.
PİYASALARDA YÖN NE OLUR?
Faiz kararı esnasında piyasalarda volatilitenin artacağı görüşündeyiz. Piyasa beklentisi olan 250 baz puan bir artış gelmesi halinde altın, döviz ve borsada kısa süreli de olsa oynaklığın yükseleceğini ancak yönün değişmeyeceğini düşünmekteyiz. Faiz artırımı piyasa beklentisinin altında kalması halinde ise dolar ve altında görülen ılımlı yükselişin devam edeceğini endeksin de yükselişine devam edeceğini ancak enflasyonist risklerin tekrar gündeme gelebileceğinden ötürü başta gıda perakendeciliği gibi enflasyonu fiyatlarına daha rahat yansıtan sektörlerin ön plana çıkabileceği görüşündeyiz. 250 baz puan üzerinde bir artış gelmesi halinde döviz, altın ve endekste bir geri çekilme göreceğimizi ancak bunun TCMB’nin rezerv artırma stratejisi açısından kısa vadeli olarak görülebileceği görüşündeyiz.
BANKA FAİZLERİ NASIL ETKİLENİR?
Faiz kararının ardından kredi ve mevduat faizlerinde kayda değer bir artış görmeyeceğimizi düşünüyoruz ancak karar metninin ardından bunun daha belirleyici bir unsur olabileceğini düşünmekteyiz.
