Son dakika haberi: Kabine Toplantısı sona erdi! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terör destekli siyasete yer yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86. yılı nedeniyle düzenlenen anma programları kapsamında ilk olarak Anıtkabir’i ziyaret etti.
Erdoğan, daha sonra Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun yeni binasında düzenlenecek anma töreni programına katıldı. Çankaya Köşkü’nde Atatürk Müzesi’nin açılışını gerçekleştiren Erdoğan, ardından Kabine toplantısına başkanlık etti.
3,5 saat süren Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan alınan kararları açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Kader Birliği yaptığımız gönül ve kültür coğrafyamızdaki tüm kardeşlerime aynı şekilde muhabbetlerimi ifade ediyor, her birini yürekten selamlıyorum. Sözlerime başlarken, 86. Vefat yıl döneminde Milli Mücadelenin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmetle yad ediyorum.
BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE
Bin yıldır bu toprakların vatanımız olarak kalması için mücadele eden ecdadı, bilhassa kahraman şehit ve gazilerimizi kemali edeple anıyorum. Büyük ve güçlü Türkiye hedefini hayata geçirerek ecdada olan minnet borcumuzu hep birlikte ödemenin gayreti içindeyiz. Aziz milletim, hep söylediğimiz gibi, Cumhuriyet Türkiye’si bizim bu topraklardaki ilk değil, son devletimizdir. Daha önemlisi, Türkiye’nin Edirne’den Kars’a, Trabzon’dan Hatay’a uzanan vatan topraklarından ibaret olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu gerçeği her yurt dışı seyahatimizde tekrar tekrar şahitlik ediyoruz. Türkiye, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parlıyoruz.
Türkiye 100 yılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil, gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah’ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız. Milletimizin takdiriyle 3 Kasım 2002’de Bismillah dediğimiz Türkiye’ye hizmet yolculuğumuzda 3 Kasım 2024 tarihi itibariyle 22 seneyi geride bıraktık. Hükümeti devraldığımız günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladık. İktidardaki her yeni yaşımıza daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdik.
22 YILDA SAYISIZ PROJE
Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye’ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle mağlul bir demokrasi yerine, milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye’ye güç ve enerji kaybettiren oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan özellikle ömrü 1-2 seneyi dahi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladık. Şunu bugün bir kez daha büyük bir gururla söylemek istiyorum. Türkiye hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır.
DERTLERİ KENDİ ŞAHSİ VE ZÜMREVİ ÇIKARLARIDIR
2002 ila 2024 arasında geçen 22 yıl, Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım, reform ve refah noktasında en velut yılları olarak hafızalara kazınmıştır. Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye’yi güzellemesi yaptığına. Onların derdi, milletin eski Türkiye’de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil, kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini, bu sükli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye’ye hizmet sancağını şanla, şerefle, iftiharla taşımanın, yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz, bunun hasbi mücadelesini veriyoruz.
NİCE SİNSİ SALDIRILARI PÜSKÜRTTÜK
Elbette bugünlere kolay gelmedik, vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık, nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kast eden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı içerideki ve dışarıdaki planlayıcılarının başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır.
İktidar ve İttifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabbim ömür milletimizde olay verdikçe Türkiye’ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz. Bu vesileyle 3 Kasım 2002’den bugüne kadar hükümetlerimizde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz vermiş, ülkemizin kalkınması için taş üstüne taş koymuş her bir arkadaşıma, bakanlar kurulu ve kabine üyelerimizin tamamına buradan teşekkür ediyorum. Beraber çalıştığımız, beraber mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızdan vefat edenlere Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’na ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz Necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun diyor, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum.
Değerli basın mensupları, son kabine toplantımızdan bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında yoğun programlarımız oldu. Cumhuriyetimizin ilanının 101. yıl dönümünü 81 ilimizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve yurt dışı temsilciliklerimizde coşkuyla kutladık. Tusaş’ın Kahraman Kazan’daki tesislerini ziyaret ederek Tusaş çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Bu vesileyle yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Gökbey helikopterlerimizden ilkinin jandarma genel komutanlığımıza teslimini de gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar iki adet Gökbey daha jandarmamıza teslim edilecek. AK Parti grup toplantımızda gündemdeki meselelere dair duruşumuzu ve fikirlerimizi kamuoyumuzla paylaştık. Grup konuşmamızda detaylıca çizdiğimiz çerçeveye önümüzdeki dönem siyasetinin yol haritası olarak bakılmalıdır. Cumhuriyetimizin 101. yılını 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmanın vesilesi haline dönüştürmek arzundayız.
GERİ ADIM ATILMAYACAKTIR
Terörün olmadığı, bölücü örgütün karanlık gölgesinin, siyasetin ve toplumun üzerinden tamamen çekildiği müreffeh, huzurlu ve güvenli bir iklimi ülkemiz genelinde mutlaka tesis ve tahkim edeceğiz. Grup toplantımızda da belirttiğimize, Türkiye’nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi terör destekli siyasete de yer yoktur. Türkiye, kan dildeki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır. Bundan da geri adım atmayacaktır.
GELİŞMELERİ TRİBÜNDEN İZLEMEYECEĞİZ
Mücadelemiz sadece askerimize, polisimize, güvenlik korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değildir. Bizim asıl mücadelemiz teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla terör belasını 40 yıldır bu milletin başına musallat edenlerledir. Bakınız, üzerine basa basa ifade ediyorum. Bölgemizde sınırlar kanla, bombalarla, siyasi suikastlerle yeniden çizilmeye çalışırken devlet ve millet olarak yolumuza eski tas, eski hamam devam etmeyeceğiz. Küresel sistem, soğuk savaştan beri en büyük değişimini yaşarken bizim gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da Allah korusun, istikbalimizi ipotek altına alacak bu sorunlarla karşılaşacağız. Bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belası vardır.
BUNA ASLA İZİN VERİLEMEZ
Uhtemizde bulunan tüm imkan ve araçlardan istifade etmek suretiyle bu terör kamburundan ülkemizi inşallah ebediyen kurtaracağız. Bu konuda hem iktidarımızın hem de partimizin ve Cumhur İttifakı’nın iradesi azmi kararlılığı dayanışması en üst düzeydedir. Tabi bu arada şu hususun altını bir kez daha ve kuvvetle çizmek istiyorum. Demokrasi ile şiddet, sivil siyaset ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz, bulunamaz. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil dünyanın her yerinde böyle bir tavır, siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez. Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor. Yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda 2 haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar maalesef kan dilden yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı neydi belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahdan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği belgelerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin verilemez.
GÖREVDEN ALINAN BELEDİYELERDE DURUM BUDUR
Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Ölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı belediye araç gereçlerinin hizmet için değil, çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız. İnanıyorum ki böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez. Aziz milletim, görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur. Esenyurt belediye başkanının kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir.
İBRETLE TAKİP EDİYORUZ
Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin, bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunlar da korkaklıktır. İki yüzlülüktür. Teröre teslim olmak, kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmaktır. Meselenin davayım tarafı, ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi gibi misali sürekli sağa sola savrulmasıdır. Bakıyorsunuz bir gün bu partinin sayın genel başkanı Ankara’da vatan, millet, bayrak, cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye’yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor, ülkenin en eski partisinin birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiye’yi eleştirmek yerine ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır.