Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 14’üncü yılında anılıyor
Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri oldu. Yazıcıoğlu’nun vefatı, hala hafızalarda ilk günkü tazeliğini koruyor.
AA
Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun
vefatının üzerinden 14 yıl geçti.
Genç yaşta atıldığı siyasette ilkeli ve dik duruşuyla
tanınan, darbe karşıtı söylemleriyle öne çıkan Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin
unutulmazları arasında yer aldı.
Ülkü Ocakları’nın başına geçti
31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı
köyünde doğan, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla’da tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdi.
Siyasete giden yolda ilk adımı 14 yaşındayken Şarkışla’da
Genç Ülkücüler Hareketi’ne katılarak atan Yazıcıoğlu, 1972’de Ankara’ya
geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başladı.
Yazıcıoğlu, devam eden yıllarda Ülkü Ocakları Genel
Başkanlığı görevini yürüttü.
“Eller silah değil, kalem tutmalı”
Yoluna 1978’de Ülkücü Gençlik Derneği’nin Kurucu Genel
Başkanı olarak devam eden Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’de Genel Başkan Müşaviri
olarak MHP’de görev aldı.
Yaşamı boyunca Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesi
düşüncesiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin iyi bir eğitim alıp, vatanına
ve milletine hizmet etmesi gerektiğini her zaman dile getirdi.
Muhsin Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı
Fahri Korutürk’e mektup yazarak, “Eller silah değil, kalem tutmalı.”
diyen lider olarak öne çıktı.
7,5 yılı cezaevinde geçti
Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi dönemin Ülkü
Ocakları Genel Başkanı olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş kavgasını
gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.
Yazıcıoğlu, askeri darbenin ardından “MHP ve Ülkücü
Kuruluşlar Davası’nda” yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere
7,5 yıl cezaevinde kaldı.
Dava sonunda herhangi bir ceza almayan Yazıcıoğlu, milletine
ve devletine bağlılığından hiçbir zaman vazgeçmedi.
Büyük Birlik Partisi’ni kurdu
Yazıcıoğlu, milletine hizmet için 1987’de siyasete kaldığı
yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin (MÇP) Genel Sekreter
Yardımcılığı görevine getirildi.
Yazıcıoğlu, 1991’deki genel seçimlerde tercihli sistemle
Sivas’tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992’de yol ayrımına geldi.
“Siyasi anlayışımız uyuşmuyor” diyerek bir grup
arkadaşıyla MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te kurucu genel başkanı olduğu
Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) kurdu.
ANAP’tan istifa etti
Muhsin Yazıcıoğlu, 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde
ANAP’la yaptıkları ittifakla yeniden Meclis’e girdi.
Yazıcıoğlu, 1996’da
ANAP’tan istifa ederek BBP’ye döndü.
Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde Sivas’tan
bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM’ye girerek seçimden önce bıraktığı Genel
Başkanlık görevini yeniden devraldı.
İlk kez kiraladığı helikopter sonu oldu
Muhsin Yazıcıoğlu, 2009’daki yerel seçimler için ilk kez
helikopter kiralayarak Kahramanmaraş’taki mitinge katıldı.
“Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz.
İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız.”
diyen Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın
Çağlayancerit ilçesindeki mitingin ardından Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken
25 Mart 2009’da Göksun ilçesi kırsalında düştü.
Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin
Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedeni, Keş Dağı Kurudere
Kanlıçukur mevkisinde bulundu.
Sevenleri gözyaşları ile uğurladı
Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009’da Kocatepe Camisi’nden son
yolculuğuna uğurlandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki törende, Yazıcıoğlu’nun Türk
bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı.
Binlerce seveni tarafından son yolculuğuna uğurlanan
Yazıcıoğlu’nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.
Darbelere karşı dik durdu
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi, memleketi Sivas başta olmak
üzere Anadolu’nun birçok şehri ile Pakistan gibi dost ve kardeş ülkelerde cami,
cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.
Yazıcıoğlu, siyasi yaşamı boyunca darbelere her zaman karşı
çıktı.
Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi yaşamı boyunca
görüşünü her zaman yüksek sesle dile getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern
darbesine karşı duran liderlerden biri olarak da öne çıktı.
“Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam”
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir ancak
namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” sözü, o dönem ve
sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.
BBP’nin kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasi yaşamı
boyunca yaptığı bazı açıklama ve söylemleri de siyasete damga vurdu.
Yazıcıoğlu’nun o sözlerinden bazıları şöyle:
“Söz konusu vatan ise dünyanın
şah damarını keseriz”
“Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu
kadar fırıldak olmaya gerek yok.”, “Firavun’a karşı çıkmak yetmez,
Musa’nın yanında olmak gerekir.”, “Ben devlete, millete kurşun
sıkanlara değil, ‘ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.” ve “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise dünyanın
şah damarını keseriz.”
Şiire tutkuluydu
Vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi
hayatında iz bırakan liderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi
kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.
Yazıcıoğlu’nun naaşının, helikopter düştükten sonra karların
üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve
sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde /
Ben sonsuzluğu düşünüyorum / Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum /
Durun kapanmayın pencerelerim / Güneşimi kapatmayın / Beton çok soğuk,
üşüyorum…” dizeleri yer almaktaydı.
Cezaevinde bulunduğu dönemde yazdığı “Gül” isimli
şiirindeki “Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın / Gül bahçesi
gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi
dağıtsın / Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın…”
dizeleri de Yazıcıoğlu’nun umuda ve sevgiye verdiği önemi gözler önüne seriyordu.