HABER || Kabus geri mi dönüyor? Uzman isimden müsilaj uyarısı
Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi: Müsilaj oluşumu Marmara Denizi’nde genellikle Karadeniz’den İstanbul Boğazı aracılığıyla giren suyun minimuma indiği, deniz şartlarındaki durağanlığın maksimuma çıktığı ekim ayında başlıyor. Ekim ayında başlayan müsilaj kış boyunca devam ederek yoğunluk arttığında nisan ayından itibaren deniz yüzeyine çıkıyor. Ancak yüzeyde görülen müsilaj, toplam müsilajın binde biri bile değildir. Marmara Denizi çevresinde yaşayan 25 milyon insanın atıklarının, ne yazık ki halen en fazla yüzde 55’i arıtılıyor. Geriye kalan atıkların yüzde 45’i olan parçacıklar, fiziksel olarak ayrılarak derin deşarjla denize boca ediliyor. Yeni müsilaj oluşumunun önüne geçmenin tek yolu Marmara Denizi’nin atık yükünün azaltılmasıyla mümkün. Üzülerek belirtmek gerekir ki 2021 yılında hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı (MDEP) etkin şekilde uygulanamadığı için denizin kirlilik yükü azaltılamadı ve müsilaj yeniden Marmara Denizi’ni tehdit eder hale geldi.”
Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın deniz ekosistemine vereceği zararları azaltmak, balıkçılık ve turizm başta olmak üzere ekonomik kayıpları sınırlandırmak için acilen merkezi ve yerel yönetimlerin harekete geçmesi gerektiği çağrısında bulundu.
YAPILMASI GEREKENLERİ TEK TEK SIRALADI
Prof. Dr. Sarı, “Marmara Denizi’ne ulaşan kirlilik kaynakları kontrol altına alınmalı. Denize su değil zehir taşıyan Nilüfer Çayı, Gönen Çayı, bir tünelle Marmara’ya bağlanan Ergene Nehri’ne kontrolsüzce salınan endüstriyel atıklar durdurulmalı. Akarsular için debiye bağlı deşarj limitleri yeniden düzenlenerek acilen uygulamaya geçilmeli. Müsilajın negatif etkilerini azaltmak üzere Marmara Bölgesi’nde her türlü arıtılmamış atık deşarjı acilen durdurulmalı ve denetimler arttırılmalı” dedi.
