Fransa onayladı, Yeni Kaledonya karıştı: Protestolarda 3 ölü
Fransa‘nın deniz aşırı toprağı Yeni Kaledonya‘da Ulusal Meclis’in seçim listeleri hakkındaki anayasa reformunu onaylaması sonrası patlak veren olaylarda en az üç kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Pasifik Okyanusu’ndaki adadaki şiddetli protestolar ve yağmalamalar nedeniyle açıklama yapan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, bu kişilerin ölüm nedeninin henüz tespit edilemediğini belirtirken, olaylarda “yaklaşık 100” polis ve jandarma dahil yüzlerce kişinin yaralandığını söyledi.
80’li yıllardan bu yana en büyük iç huzursuzluğu yaşayan Yeni Kaledonya’da anayasa reformu karşıtı protestolar, pazartesi gecesi güvenlik güçleri ile şiddetli çatışmalara yerini bıraktı. Araçlar yakılırken ev ve işyerleri ateşe verildi, okullar, kamu binaları ve mağazalar yağmalandı.
Euronews’ün haberine göre olayların ardından sokağa çıkma yasağı getirilen adada toplantılar yasaklanırken havaalanı da ulaşıma kapatıldı.
PROTESTOLAR NEDEN BAŞLADI?
Avustralya ve Fiji arasında yer alan Yeni Kaledonya, Karayipler ve Hint Okyanusu’ndan Pasifik’e kadar uzanan ve sömürgecilik sonrası dönemde Fransa’nın bir parçası olmaya devam etti.
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) nüfuz mücadelesi verdiği Pasifik bölgesinde Fransa da bu stratejik önemini kaybetmek istemiyor. Bu hedefle uzun ve gergin tartışmaların ardından Meclis’te kabul edilen anayasa değişikliği, bölgesel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip kişilerin sayısını artırıyor.
Fransa, 1998 Noumea Anlaşması’nda yaklaşık 300 bin nüfuslu Pasifik ada bölgesine kademeli olarak daha fazla siyasi güç verme sözü verdi.
Anlaşma uyarınca Yeni Kaledonya, Fransa ile olan bağları konusunda düzenlediği üç referandumda da bağımsızlığı reddetti. Ancak bağımsızlık, özellikle yerli Kanak halkı arasında destek görmeye devam ediyor.
Noumea Anlaşması aynı zamanda Yeni Kaledonya’nın seçmen listelerinin 1998’den bu yana güncellenmediği anlamına geliyor. Bu da son 25 yılda Fransa anakarasından veya başka yerlerden adaya yerleşenlerin bölgesel seçimlere katılmasına hak tanımıyor.
Bu da oy verebilecek nüfusun yüzde 20’sinin sandığa gidememesi anlamına geliyor. Hükümet bu mahrumiyeti “saçma” olarak nitelendirirken, ayrılıkçılar ise seçmen listelerinin genişletilmesinin Fransa yanlısı politikacılara fayda sağlayacağından ve Kanakların ağırlığını azaltacağından endişe duyuyor.