Eyyy uydurukçular…
Üzerinde yaşadığımız bu topraklar vericidir. Kimi zaman az, kimi zaman çok verir.
Güzeldir yurdumuz, şefkatlidir de ah bir de şu depremi olmasa!
Sallar sallar tek bir fidana zarar vermez ama bizim beton yığınlarını yıkar geçer, içinde kim var kim yok alır bağrına.
Bu yüzden gözyaşı dinmeyen Anadolu’da yaşayan büyük küçük herkesin bir deprem acısı, korkusu vardır.
Fakat benim deprem denince, korku denince aklıma hep 2011’de Japonya’da 9 büyüklüğündeki depremin ardından meydana gelen tsunami, denizin kilometrelerce ilerlediği Fukuşima gelir!
Dalgaların yuttuğu nükleer santralden yayılan radyoaktif yüzünden depremden günler sonra bile bölgeye özel izinle girilebiliyordu. Yabancı ajanslardan gelen fotoğraflara bakıyordum. Ev mev kalmamış, her yer yıkılmıştı. Yıkıntıların üzerinde boynunda yafta gibi izin belgesi olan yaşlı bir adam bir şeyler arıyordu.
Fotoğrafın altındaki açıklama bölümünü okuyunca o ana kadar yaşanmış yıkıcı depremlerde canlarımızla birlikte başka şeyleri de yitirdiğimizi anladım.
Şöyle yazıyordu: Yaşlı adam ailesinden geriye kalan anıları, fotoğrafları arıyor!
İşin bu yönünü hiç düşünmemiştim, tüylerim diken diken oldu.
O günden bu yana herkes gibi ben de çok korkuyorum uyduruk yapıları içindekilerle birlikte yıkan depremden, sevdiklerimi yitirmekten, sakat kalmaktan, ortada kalmaktan fakat en çok da anıları yitirmekten korkuyorum.
Biliyorum çünkü; insanı insan yapan o anılar, kartlara basılmış yaşanmışlıklar, tedirgin, şaşkın, sevinçli, durgun haller, kocaman sarılmalar, gülüşlerdir.
İşte bu yüzden depremin yıktığı kentlerimizden gelen görüntüler doktorun elinde vızıldayarak dişimizi oyan aerator gibi yüreğimle, beynimi oyuyor!
Gelen görüntülerde henüz aranmıyor anılar. Çünkü o çürük yapılarda o anıların sahipleri, ortakları var hala…
Diyeceğim…
Uydurukçu müteahhitler, uydurukçu mimarlar, uydurukçu mühendisler, izin veren uydurukçu sözde yetkililer, uyduruktan af çıkaranlar, uyduruk idareciler, uyduruk siyasetçiler, her devre uyan uydurukçular ve en tehlikeli uydurukçu suskunlar.
Memleketin tüm uydurukçuları!
Sadece sevdiklerimizi koparmıyorsunuz bizden, anılarımızı da alıyorsunuz…