Donald Sutherland’ın vedası
88 yaşındaydı ve bir süredir hastaydı ama hiç bir zaman emekliliği düşünmedi. Mesleğinde 130 filmden fazlasında rol aldı. Oğlunun yorumladığı gibi rol seçmedi. Önerileri geri çevirmedi. Komedi türünü kusursuz oynadı. Federico Fellini ve Bernardo Bertolucci gibi kült film yönetmenlerinin olmazsa olmazıydı. ‘Kazanova’ ve ‘1900’ yapıtlarında ön plana çıktı. Aslında takma adlı İtalyan yönetmenlerin çakma Hollywood filmleriyle mesleğine başladı. 1964’te Herbert Wise (Luciano Ricci) ve Warren Kiefer (Lorenzo Sabatini) ikilisinin yönettiği ‘The Castle of Living Dead’ eseriyle adını duyurdu.
Yönetmen Lorenzo Sabatini’nin çakma adını oğluna verdi: Kiefer Sutherland. İngiltere’de ek eğitim aldıktan sonra Hollywood kapısını çaldı Kanadalı oyuncunun. 1967 yapımı Robert Aldrich’in yönettiği ‘The Dirty Dozen’ (12 Kahraman Haydut) ta abartılı asker Vernon Pinkley’i canlandırarak büyük prestij sağladı. Bu rolü, ünlü yönetmen Robert Alman’ın dikkatini çekti. Konusu Kore’de geçen savaş sahra hastanesinde cerrah olan ve her zaman şakalara hazır tuhaf bir yüzbaşı Benjamin Franklin Hawkeye Pierce yorumuyla M.A.S.H filminde başarıya ulaştı.
1971’de Alan J. Pakula’nın ‘Müfettiş Klute’a çağrı yapıtında titiz ve kusursuz bir özel detektifi canlandırırken rol arkadaşı Jane Fonda’ya aşık oldu. İlişkileri iki yıl sürdü. Zaman zaman çocuk katili, doğaüstü güçlere sahip paranoyak bir restoratör, astronot, romantik aşık, rollerini üstlendi. ‘The First Great Train Robbery’ (1978), ‘Virus’ (1988), ‘JFK’ (1991), ‘Space Cowboys’ (2000), ‘Cold Mountain’ (2003), ‘The Italian Job’ (2003), ‘The Eagle’ (2011), ‘Ad Astra’ (2019), ‘Mr. Harrigan’s Phone’ (2022) hafızalarda kalan belli başlı filmleriydi. Donald Sutherland 2017 yılında mesleği için özel Oscar ödülüne layık görüldü.
Oğlu Kiefer ile Roma’da röportaj yapmıştım. Babasının teşviki ile sinemayı seçtiğini ve her türlü desteği aldığını, kendisi ile gurur duyduğunu söylemişti. Güle güle Donald Sutherland, filmlerini izlemek büyük bir zevkti.