Depremde ‘buradayım’ diye bile bağıramadı
Yüzyılın en büyük deprem felaketine İskenderun’da yakalanan 29 yaşındaki 2 çocuk annesi Sibel Dağ, 5 ay önce beyin kanaması geçirdi. Nefes borusunda darlık vardı. Günlerce yoğun bakımda kaldı. Eşi Anıl Dağ, İstanbul’da özel bir hastanede çalışan Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sina Ercan’a ulaştı. Sibel Dağ’ın boğazına trakeostomi açıldı. Oradaki tedavisinin ardından hastaneden taburcu edildi. Ama bir gün sonra depreme yakalandılar. Oysa İstanbul’a gelip, tedavisinin yapılması planlanıyordu. Depremi çaresizlik içinde yaşadıklarını anlatan Sibel Dağ, “Deprem anında bile çocuklarıma ‘Ben buradayım’ diyemedim. Depremde benim bir gün önce taburcu olduğum hastane de çöktü” dedi. Eşi Anıl Dağ ise “Dünya başımıza yıkıldı sanki.Depremden canımızı kurtardık ama eşimin sesi çıkmıyordu” dedi.
DEPREMDEN BİR GÜN ÖNCE TABURCU OLDU
Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sinan Ercan’da yaşanılan süreci şöyle anlattı: “Hastamız beyin kanaması geçirmiş. Nefes alamaz bir pozisyondaydı. Anevrizma kanamasından sonra yoğun bakım ve entübasyon sürecine girmiş. Nefes borusunda çok ciddi bir darlık oluştuğu için bebek boyutundaki entübasyon tüpüyle bile entübe edememişler. Bu durum tabi çok büyük hayati bir risk oluşturuyor. Eşi bana ulaştı. İstanbul’a getirmelerini istedim. O durumdaki bir hastanın nakledilmesi çok ciddi riskler olduğu içinde oradaki bir hastanede ilk müdahaleyi yaptırdım. Bu yüzden oradaki anestezi hekimiyle görüştüm. Uygun bir yerden uygun bir kanül bularak orada hastanın trakeostomisinin açılmasını sağladık. Amacımız hastanın nefes almasını güvence altına almak ve ondan sonraki süreci hayati risk olmadan devam ettirebilmekti. Hastamız trakeostomi ile nefes alabildiğinde İstanbul’a gelmeyi beklemek üzere hastaneden taburcu oluyor. Ama deprem oluyor, kendisinin kaldığı hastane yıkılıyor. O hastalığın ve bu problemlerin verdiği stresin üzerine böyle bir dönemden geçmeleri ailecek onları çok etkiledi. Şimdi İstanbul’da. Çok kompleks bir nefes borusu ameliyatından sonra hastamız bugün gayet güzel nefes alabiliyor, sesi çıkıyor, morali düzeldi. Yüzünde gülücük görebildik, işte bizim için en büyük mutluluk bu” dedi.