Cevdet Yılmaz: Gazze’de geçici ateşkes yeterli değil
Konya Sanayi Odası’nın düzenlediği ‘Konya İş Dünyası Buluşması’ programına katılmak üzere kente gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Konya Teşkilatı’nda partililerle buluştu. Yılmaz, “Teşkilat varsa belediyeler var. Teşkilat varsa milletvekilliği var, hükümet var. Parti olmadan, teşkilat olmadan hiçbirinin bir anlamı yok. Olması da mümkün değil. Dolayısıyla, partimiz ne kadar güçlü olursa hükümetimiz de yerel yönetimlerimiz de o ölçüde güçlü olur. Son 20 yılda demokraside ve kalkınmada bu kadar mesafe aldıysak işte bu siyasi istikrarla, milletimizin bize verdiği güçle bunları sağladık. Bunun yerelde en güzel örneklerden biri de Konya. Konya’mızda da çok iyi bir istikrar var, huzur ortamı var. Birlik beraberlik var. Bu da bir bereket getiriyor. Yine istikrarın getirdiği bir birikim oluyor.” dedi.
‘BİZİM BELEDİYECİLİĞİMİZ ŞOV BELEDİYECİLİĞİ DEĞİLDİR’
Yerel seçimlere değinen Yılmaz, daha fazla ili, ilçe ve beldeyi AK Parti belediyeciliğiyle buluşturmaya gayret göstereceklerini söyledi. Yılmaz, “Gerçekten amacı hizmet olan kaynakları verimli kullanır, halkın ihtiyaçlarını gördük. Biz buna inanıyoruz. Bunu da yaşayarak biz merkezi yönetime geldik. Yerel yönetimde bunu başardık ve bu bizi merkeze taşıdı. Dolayısıyla bizim belediyecilik anlayışımız hizmet odaklı bir anlayıştır, halkın sorunlarına odaklıdır. Kaynakları şan şöhret için değil, vatandaşın ihtiyaçları için kullanan bir belediyecilik anlayışıdır. Verimli bir şekilde kaynakları kullanan bir anlaştır. Gerçek belediyeciliktir, samimi belediyeciliktir, şov belediyeciliği değildir. Dolayısıyla bu anlayışın inşallah daha fazla ille, ilçeyle, beldeyle buluştuğunu bu seçimlerde göreceğiz.” diye konuştu.
‘GAZZE’DE GEÇİCİ ATEŞKES OLUMLU AMA YETERLİ DEĞİL’
İsrail ile Gazze arasındaki geçici ateşkese değinen Yılmaz şöyle dedi:
“Gözümüzün içine baka baka bütün hukuku, ahlakı, çiğneyen, hiçbir sınır tanımadan çocukları katleden, hastane bombalayan, ambulans bombalayan, sivil yerleşim alanlarını yok eden ve bunu da sadece ‘Ben güçlüyüm.’ diye yapan ülkeler görüyoruz. Bunlara ses çıkarmayanları görüyoruz aynı zamanda, sessiz kalanları görüyoruz. Bugün Gazze’de geçici de olsa bir ateşkes sağlanması tabii ki olumlu bir adım. Ama yeterli değil. Önemli olan kalıcı bir şekilde ateşkesin sağlanması. Türkiye’nin de savunduğu gibi iki devletli bir çözümün hayata geçirilerek hem bu insani trajedilerin sona erdirilmesi hem de bölgemize ve dünyaya huzur getirilmesi.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olayların başından itibaren gece gündüz çalıştığını anlatan Yılmaz, “Bir taraftan ateşkes için, diğer taraftan kalıcı bir barış için, huzur için Türkiye olarak gayret ediyoruz. Her türlü imkanımızı da görünür veya görünmez imkanımızı da harekete geçirerek Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen tüm desteği veriyoruz.” ifadesini kullandı.
‘ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞÜ 2024 ORTASINDA GÖRMEYE BAŞLAYACAĞIZ’
Konya Sanayi Odası’nın düzenlediği ‘Konya İş Dünyası Buluşması’ programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sanayicilerle bir araya geldi. Programda Konya organizesanayi bölgesinin, Türkiye’de en fazla kapasite raporu düzenlenen 5’inci il konumuna geldiğini açıklayanKonya Sanayi odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, “Konya’mız, bugün 12 organize sanayi bölgesi, 100’den fazla sanayi sitesi ile Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden biri olmuştur. İhracatımızın yüzde 97’sini de sanayi mamulleri oluşturuyor. Üretim ve ihracat ile büyüyen şehrimiz, Türkiye’de en fazla kapasite raporu düzenlenen 5’inci il konumundadır. Yatırım teşvik belgelerinin yüzde 71’i de imalat sanayinde düzenlenmiştir. Tüm bunlar gösteriyor ki, Konya’mız geleceğini üretimle kurgulamaktadır” dedi.
Sanayicilere seslenen Cevdet Yılmaz,yeni hükümetle birlikte belirlenen yol haritasıyla daha güçlü bir Türkiye hedefiyle ilerlediklerini kaydetti.Yılmaz, “Geldiğimiz yeni şartlarda birtakım güncellemeler de yaparak öngörülebilirliği arttıran bir yapı içinde devam ediyoruz. Orta vadeli programımızda daha güvenli, güçlü, müreffeh bir Türkiye hedefiyle Türkiye Yüzyılı’nda ilgili kesimlerle istişare içinde hükümetimizin yol haritasını belirliyor ve uyguluyoruz, hayata geçiriyoruz.” diye konuştu.
Enflasyondaki düşüşün 2024 yılı ortasında kendini göstereceğini söyleyen yılmaz, “İlk 6 ayda 3,9 büyüme kaydetmiştik. Yılsonu beklentimiz de 4,4 civarında bir büyüme bu yıl için. Beklentilerdeki iyileşme, büyüme kompozisyonumuzdaki dengelenme, Türk lirasındaki istikrarın birbirini beslemesi, dezenfilasyon sürecinin 2024 yılında başlayacağını değerlendiriyoruz. Yeni politikalarımızla birlikte aylık bazda düşüşler görmeye başladık. Bunun planını programını yapmış durumdayız. Adım adım hayata geçiriyoruz. Baz etkisi dediğimiz bir şey var. Yani geçmiş aylardaki o yüksek çıkan enflasyon bizi bir süre daha genel enflasyonu yukarıda tutmuş olacak. Ancak 2024’ün ortasından itibaren bazımızdan o etkiler çıkmış olacak. Onlar çıktıkça enflasyondaki düşüşü de daha net bir şekilde 2024 ortasından itibaren görmeye başlayacağız.” açıklamasında bulundu.
‘OTOMOBİL SATIŞLARI BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 74,1 ARTTI’
Otomobil satışlarında da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 74,1 artış yaşandığını açıklayan Yılmaz, “Sanayi üretim endeksimiz takvim etkisinden arındırılmış olarak 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 artmış durumda. Sanayimizin çarkları dönmeye devam ediyor. Burada sevindirici olan hususlardan biri şu, alt kalemlere baktığınız zaman bu büyümenin düşük teknolojiden değil, orta yüksek ve özellikle yüksek teknolojinin de payının giderek arttığını görüyorsunuz. Türkiye bu anlamda doğru yolda. Üretimimizde ve ihracatımızda orta yüksek ve yüksek teknolojinin ağırlığının arttığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz. Otomobil satışları 2023 yılının Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 74,1 artmış durumda. Üçüncü çeyrekte bir önceki üçüncü çeyreğe göre ise yüzde 94,7 artış var. Bütün bunlar aslında büyümenin devam ettiğine dair öncü göstergeler.” dedi.
‘İHRACATTA YIL SONUNDA 255 MİLYAR DOLARI AŞMAYI HEDEFLİYORUZ’
İhracat verilerinde yıl sonu itibariyle artış beklediklerini ifade eden Yılmaz şöyle dedi:
“Toplam istihdamımızda yıllık olarak baktığımızda 763 bin kişilik bir artış ilave istihdam artışı var. Bu da toplam istihdamımızı 30,2 milyon kişiye ulaştırmış durumda. 2005 yılında 19 milyonun biraz üzerindeydi toplam istihdamımız. Bugün geldiğimiz noktada 32 milyonu bulmuş durumdayız. Bu da istihdam dostu bir ekonomik politika izlediğimizin en açık göstergesi. İhracatımız dünyadaki bütün olumsuzluklara rağmen Avrupa’da özellikle neredeyse sıfır civarındaki büyüme, Almanya gibi pazarlarımızdaki eksi büyümelere rağmen dış pazardaki daralmaya rağmen geçen yıldan daha fazla bir ihracat olacağını düşünüyoruz. Bu yönde de gelişmeler devam ediyor. Geçtiğimiz bu yılın Ocak- Ekim döneminde 210 milyar doları bulmuş durumdayız. Yıl sonu itibariyle de 255 milyar doları aşmayı hedefliyoruz.”
‘MERKEZ BANKASI REZERVİ 128 MİLYAR DOLARI AŞMIŞ DURUMDA’
Merkez Bankası rezervlerinde artış yaşandığını açıklayan Yılmaz, “Türkiye’nin risk priminde bu dönemde ciddi anlamda düşüş oldu. Yeni hükümetin kurulmasıyla birlikte belirsizliklerin azalması, diğer yandan bütçede deprem nedeniyle çok büyük açıklar oluşacaktı. Ancak aldığımız tedbirlerle bunu makul yönetilebilir bir düzeye çekmiş durumdayız. Bir taraftan bir daha Merkez Bankamız rezerv biriktirmeye başladı.6-7 ay önce 98 milyar dolarlara inen rezervimiz şu anda 128 milyar doları aşmış durumda. Dolayısıyla 30 milyar dolar civarında rezervlerimizde bir artış oldu. Siyasi istikrar ve güven iklimi ve izlediğimiz politikaların etkisiyle, kredi risk primimiz son 2,5 yılın en düşük düzeyine gerilemiş durumda. Bugün yanlış hatırlamıyorsam 340’ın altına inmiş durumda. Bu mayıs ayında 700’lere kadar çıkmıştı. Kredi risk primimiz şu anda 340’lar civarında diyelim. 340 civarına düşmüş durumda. Bu da gerçekten önemli bir husus olarak kaydedilmeli. Bunun anlamı ne? Özel sektörümüz, ülkemiz yurt dışından borçlanırken daha az faiz ödemek durumunda oluyor. Risk primi düştükçe ödediğimiz maliyetler de aşağıya gelmiş oluyor. İnşallah buralardan da daha düşük seviyeleri görürüz. Bu yönde politikalarımız sabırla uygulamaya devam edeceğiz. Diğer yandan bütün bu politikaların etkisiyle önümüzdeki dönemde jeopolitik risklerin de bir miktar ortadan kalkmasıyla daha güçlü bir fon akışı bekliyoruz ülkemize. Bunu da hep birlikte 2024 yılında göreceğiz inşallah.” diye konuştu.