YAZARLAR

BUGÜNDEN, YARINLARA EKONOMİK BAKIŞ..

İş; “dünyanın en değerli-pahalı metası” konusuna geldiğinde, artık yeni bir şampiyondan bahsediliyor. Gram başına, tam 106 milyon sterlin(yaklaşık 4,7 milyar lira) etiketi ile “Endoheral Fulleren”, an itibarıyla, dünyadaki en pahalı madde kimliğine ulaşıyor. Nitrojen atom temelli fullerenler; tıp, eczacılık, nano-üretim, güneş panelleri, atomik saatler başta olmak üzere genişleyen bir kullanım alanına sahip bulunuyor

İronik bir tesadüf ile, Dünya Bankası (IBRD) tarafından dünyada yoksulluğun durumunu değerlendiren kapsamlı çalışma, saatler önce açıklanıyor. Bu seneye ait Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu güncel versiyonu; “Çoklu Krizden Çıkış Yolları” başlığı ile kamuoyuna sunuluyor. (*) Başlıkta yer alan “çoklu kriz-polycrises” kavramı ile, yaşadığımız dünyanın içinde bulunduğu karmaşık-kompleks ve hızla değişen dinamiklerine vurgu yapılıyor ve dikkat çekilmeye çalışılıyor. Dünya Bankası, “aşırı yoksulluk” durumunu; kişi başına günlük 2,15 dolar; “yoksulluk” eşiğini ise, günlük 6,85 dolar tutarları üzerinden tanımlıyor ve dünya nüfusunun neredeyse yarısının (%44) yoksulluk standartlarında yaşadığı ortaya çıkıyor.

Üstelik, bu oranın; 1990’lardan bu yana hiç değişmediği sarsıcı gerçeği; bu durumun ancak, “bir asırlık vade içerisinde düzeltilebileceği” çarpıcı tespiti ile, bir kere daha, herkesin dikkatlerine getirilmiş oluyor. Bugün, dünya nüfusunun %8,5 oranını temsil eden yaklaşık yediyüz milyon aşırı yoksul insanın varlığına işaret edilen üçyüz sayfalık kapsamlı raporda; yoksullukla mücadele alanında kazanılmış mevzilerin kaybedildiği; 2020-2030 döneminin; bu süreçte “kayıp on yıl” haline geleceği savlanıyor.

Nitekim, buradan hareketle, 2030 yılında, aşırı yoksulluk içinde yaşayan küresel nüfus oranının, %7’ lerin üzerinde seyredeceği öngörülüyor. Yaşanılan KOVİD pandemi döneminin olumsuz etkileri açık olmakla birlikte, yoksullukla mücadelede esas resmin daha büyük; sorunların daha köklü bulunduğunu teslim etmek gerekiyor. Temelde, “büyüme ile gezegeni/çevre ve yeşil dönüşümü birlikte sağlama” anlayışının yer alması gereği biliniyor da, bu yolculuğun rotası tam olarak ortaya konulamıyor. Hal böyle olunca, Dünya Bankasının eş zamanlı olarak ilan ettiği otuz milyar dolarlık ek finansman imkan ve kolaylıkları, sadece geçici bir dokunuş olmaktan kurtulamıyor!

Genişletilmiş borç ve finansman imkanlarının, kökleşmiş ve yapısal yönü ağır basan ekonomik sorunların çözümünde, ancak ve sadece, geçici ve kısmi katkı sağlayabileceği biliniyor. Üstelik, bu mekanizmalar, çoğu kez, “günü kurtarmaya çalışırken; yarını ipotek altına alma” açmazına giden süreçleri ortaya çıkarıyor ve/veya destekliyor. Bazen, kısa dönemli bir finansal ferahlama uğruna, orta-uzun vadeli esenlik göz ardı, hatta, feda edilme noktasına gelinebiliyor. Bu durum, makro (ülke) ve mikro (kurumsal) planların tamamını kapsayan bir tespit olarak karşımıza çıkıyor.

Nitekim, az gelişmiş ülkelerin borç sorunları ve küresel borçluluk kulvarındaki gelişmeler, güncel pek çok çalışma ile tartışmaların öznesi olmaya devam ediyor. Ülkemiz ve yerleşik kurumlarımız da bu genel resmin dışında kalamıyor; olumlu göstergelere rağmen yüksek düzeyde seyreden CDS primleri temelinde “dünya ortalamalarının üzerinde faiz hadleri ile kamusal borçlanmaya” devam edilirken, özel sektör tarafından sağlanan dış kredilerin de, artış hızını sürdürerek, 175 milyar doları aştığı görülüyor.

Dış finansman ve ödünç/borç kaynakla çalışmayı adeta iş yapma kültürünün temeli haline getirildiği ve “vadeli çek” gibi “kıymeti kendinden menkul” araçlarla desteklendiği bir ortamda, enflasyon da işin tuzu-biberi oluyor. Önceki zamanlarda ulaşılmış “ucuz kredi” şekerlemesi tadının, halen bazılarının damaklarında kalmasına, belki de şaşırmamak gerekiyor! İşte, tam bu minvalde, Allianz Trade tarafından düzenli olarak paylaşılan Küresel İflas Raporunun, henüz açıklanan güncel verilerine dikkat

kesilmek doğru olacaktır: Dünyada 2024 yılında beklenen iflaslarda %11 oranında keskin bir artış beklenirken, Türkiye için ortaya konan tahmin; %20 düzeyinde olup, yüksek finansman maliyetleri ve ekonomik yavaşlama faktörlerine özellikle vurgu yapılıyor.Şimdiden tedbirli ve öngörülü olma; uzun soluklu ve sürdürülebilir hedefleri menzile alma zamanıdır.

(*) “Pathways Out Of The Polycrises”, Poverty, Prosperity and Planet Report,2024, World Bank Group, 300 sayfa, Washington DC, 2024.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu