Bir eksiğimiz sivil anayasa
Ülkenin bütün dertleri bitti. Enflasyon tek haneler de, hayat pahalılığı yok, işsizlik oranları düştü, dış borçlar sıfırlandı, her haliyle mutlu bir Türkiye !!!
Tek eksiğimiz yeni sivil bir Anayasa öyle mi?
Sayın Cumhurbaşkanı,12 Eylül askeri darbesinin 43. Yıl dönümünde, Ulucanlar Ceza evi müzesinde “1982 Anayasası yerine 2023 Anayasası” sempozyumun da muhalefete naif bir mesaj yollayarak müjdeyi verdi.
Yeni Anayasa’yı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, mücadeleyi bırakmayacağız”. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz” dedi.
Sayın Erdoğan, iktidara geldikleri günden beri “Bu Anayasa bir darbe Anayasası’dır, sivil bir anayasa yapılmalıdır” diyor. 1982 Anayasası bugüne gelinceye kadar, bizzat kendileri tarafından büyük oranda değiştirildi, ne darbesi ne askeri hali kaldı.
Son yapılan değişimle de, Dünya’da örneği olmayan “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi“ denen bir sistem getirildi. Bu değişiklik yapılmadan Sayın Bahçeli, “tek adam yetkileri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nı zor durumda bırakmayıp yasayı ona uyduralım” demişti.
Anayasalar, bir kez de siviller yapsın diye değiştirilemez. Anayasalar geçmişe değil, geleceğe yapılır. Sayın Erdoğan, sempozyumdaki konuşmasında Anayasal gerekçeler “gelecekten değil, geçmişten söz ederek dile getiriyor”. Gerçek olan, Anayasaların toplumun gelecek gereksinimleri dile getirilerek yapılmasıdır. Sayın Erdoğan konuşmasında “Bize lazım olan lafzı, ruhu ve hacmiyle milletimizin Dünya’ya ve hayata bakışına ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir Anayasa metnidir” diyorsunuz. Sizin ifade etmeniz gereken, milletin hayata bakış açısından ne anladığınızı tüm detayları ile açıkça dile getirmenizdir.
Anayasa sempozyumunda söz alarak, yapılması düşünülen yeni anayasanın amacının ne olduğunu ortaya koyan Sayın Prof. Dr. Şükrü Karatepe “Anayasa’nın değiştirilemez olan ilk dört maddesi hükümleri tartışılmalıdır“ diyor…
ANAYASA
Madde 1.
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2.
Türkiye Cumhuriyet’i, toplumun huzuru, milli dayanışma, ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temelilkelere dayanan Demokratik, Laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde 3.
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, kırmızı beyaz Ayyıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.
Madde 4.
Anayasa’nın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’inci maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
Sayın Karatepe, Anayasa’nın ilk dört maddesinde sizi rahatsız eden,
Devletin şekli mi?
Cumhuriyet’in nitelikleri ile devletin bütünlüğü mü?
Resmi dili mi?
Bayrağı mı?
Milli Marşı mı?
Başkentin Ankara oluşu mu?
Bu soruların cevabı mutlaka verilmeli cevapsız kalmamalı ama mevcut Anayasa’nın tartışılma talebinin gündeme geldiği bir Anayasa toplantısın da, nasıl bir yeni Anayasa hedeflendiği konuşmacı tarafından açıkça ortaya konuluyor.
Son seçimlerden sonra, Laiklik karşıtlığı ve din ağırlıklı söylemler de giderek vites yükseltiliyor. Din adamlığı kisvesi altında, haddini aşan laiklik karşıtı söylemlerin havada uçuştuğu dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sessizliği çok anlamlı.
Suskun muhalefet, susmaya devam edin.
Bu iktidar yerel seçimlere kadar sizi sivil Anayasa muhabbeti ile oyalayarak, yolsuzluk, yokluk, yüksek enflasyon ve halkın içine düştüğü sıkıntıları unutturmaya çalışacak.
SON SÖZ;
“Kör sağıra ne güzelsin demiş, Ne kör anlamış ne sağır. Dilsiz duymuş ama kimseye söyleyememiş.” AZİZ NESİN