YAZARLAR

Avrupa’nın yeni Merkel’i Meloni mi?

Demokratik Alman kökenli Merkel iki Almanya’nın birleşmesinden sonra denge kurmuş ve bu dengeyi AB bünyesinde de işler hale getirmişti. AB’nin diğer güçlü ülkeleri, Alman kadın başbakanın etkili ve kararlı icraatları karşısında adeta şapka çıkartarak bir kenarda kalıp yönetilmeyi tercih etmişlerdi. Her siyasetçi gibi Angela Merkel de AB’yi güçlendirdikten sonra emeklilik zamanının geldiğine inanarak bu dev arenadan zirvede ayrılmasını bildi.

Peki Angela Merkel sonrası AB’nin yeni lideri kim olacaktı? Mantıken iki isim vardı. Sürekli Merkel’in gölgesinde kalan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron diğeri ise Almanya’nın yeni başbakanı Olaf Scholz. Her ikisi de bekleneni veremediler. Özellikle dış siyasette olduğu gibi iç sorunları çözmekte de zayıf kaldılar. Bu arada İtalya’da İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin post modern faşist lideri Giorgia Meloni genel seçimleri üstünlükle kazanınca ülkesinin ilk kadın başbakanı oldu.

İdolü Benito Mussolini’nin hayranı olan Giorgia Meloni Avrupa’da yükselen sağın öncülüğüne soyundu. İtalya’nın olduğu kadar AB’nin bir türlü engellenemeyen ve çözülemeyen kronik kaçak göçmen sorununa acımasızca el attı. Bu girişim kaçak göçmen sorununa bir türlü çare bulamayan özellikle Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini de cesaretlendirdi.

Oldum olası AB’de sözü geçmeyen ve genelde pasif kalan İtalya yeni lideri ile silkindi, yavaş yavaş bazı konularda söz sahibi olmaya başladı. Israrcı politikasıyla ülkesinde reformlara el attı. Güçlü iş sendikalarının bitmez tükenmez isteklerini yavaşlattı. Bakanlıklarda yaşanan rehaveti uyandırdı. Ama damardan girmesi gereken en büyük sorun kaçak göçmenlere kapıları kapatmaktı. Akın akın gelen düzensiz sığınmacı göçle mücadele planını anlattığı Avrupa’da da benimsendi. Yakalanan kaçak göçmenlerin geldikleri ülkeye iadesi çok zor ve maddi açıdan külfetliydi.

ABD’nin Küba’daki üssünde kurduğu Guantanamo toplama kampının bir benzerini Arnavutluk’la anlaşarak Adriyatik Denizi’nin karşı sahillerinde Şingin’de kurdurdu. Böylece göçmenleri güvenli üçüncü bir ülkede göz altında tutabilecekti. Bu fikir yürürlüğe geçirildi ama muhalefetten büyük tepki gördü. Arnavutluk yetkilileri de 12 kişilik ilk kaçak göçmen kafilesinin ülkelerinde ağırlanmasına karşı çıktılar. Bu arada Roma Mahkemesi kaçak göçmenlerin başka bir ülkede tutulamayacağını belirterek Arnavutluk yetkililerinden bunların geri gönderilmesini talep etti.

Meloni ise AB ülkelerinin desteğini alarak eninde sonunda AB bünyesindeki kaçak göçmen krizini çözeceğine söz verirken bu konudaki sunumu benimsendi. Sonuç ne olursa olsun Giorgia Meloni bugüne kadar AB’de sürekli gölgede kalan ülkesine bir kişilik kazandırırken ve AB’de yükselen sağ gerçeğinin öncüsü olarak dikkatleri çekerken Angela Merkel sonrası ilk güçlü ve dediği dedik lider olarak emin adımlarla ilerliyor. Tabii Meloni son zamanlarda iki ilke de imzasını attı.

Öncelikle cesaretle Şam’a büyükelçi atadı, ardından İsrail tarafından bombalanan Beyrut’u ziyaret eden ilk Başbakan oldu. Meloni için Macron ve Scholz’un arasından sıyrılmak beklenenden daha da kolay olurken dış dünyanın saygı duyduğu dişli bir lider konumunu ele geçirerek İtalya’nın yıllarca arayıp bulamadığı önderliğini ilan etti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu