‘Afetlere en hazır ülke olacağız’
Oktay, TÜBİTAK tarafından çevrimiçi düzenlenen Deprem Araştırmaları Sanal Konferansı’na video mesaj gönderdi. TÜBİTAK’ı, bilimsel alandaki seferberliğin öncülerinden birisi olarak belirlediklerini ve “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı” modelinin de zeminini oluşturacak çalışmaların başlatıldığını kaydeden Oktay, bir taraftan deprem bölgesinde saha araştırmaları yapılırken diğer taraftan sosyal bilimleri ilgilendiren boyutlara odaklanıldığını anlattı.
577 araştırmacı
Oktay, şöyle devam etti: “TÜBİTAK Deprem Araştırmaları kapsamında jeolojik, yapı sağlığı ve hasar, zemin yapısı ve sıvılaşma, gibi pek çok alanda başlık içeren 124 projenin destekleniyor olması takdire şayandır. Bu kapsamda Türkiye’nin dört bir yanından 577 araştırmacı, sağlıktan lojistiğe, tektonikten psikolojik etkilere kadar birçok alanda saha verisi toplayabilmiştir. Hedefimiz, bilim temelli bir yaklaşımla Türkiye’yi dünyanın afetlere karşı en hazırlıklı ve afetler sonrası en hızlı ve etkili tepki verebilen ülkesi haline getirmektir.”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da araştırmalarda elde edilen tüm verilerin Deprem Bilgi Destek Sistemi (DeBiDes) veri tabanında toplanacağı bilgisini vererek, yakında detayları açıklanacak paleosismolojik çalışmayla da, Türkiye’deki yaklaşık 450 fay hattına ilişkin haritanın güncelleneceğini bildirdi.
‘80 proje desteklendi’
Konferansa çevrimiçi katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise, depremin hemen ardından TÜBİTAK Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı’nı devreye aldıklarını, ayrıca Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında 79 proje teklifini desteklemeye başladıklarını aktardı. Türkiye Deprem Platformu kapsamında tamamen ulusal kaynaklarla ilk milli deniz araştırma projesininhayata geçirildiğini kaydeden Varank, şunları söyledi: “Proje ile 2 bin 300 kilometrelik sığ-sismik veri toplandı ve deniz tabanını kesen tüm aktif faylar haritalandı. Bunların dışında bütçesi 150 milyon lira olan 80 ayrı projeyi destekledik. Afet korkusu olmadan, vatandaşlarımızın huzurla yaşayabileceği şehirleri mutlaka inşa edeceğiz.”