Sürekli gözlerinizi kaşıyorsanız dikkat! Bu hastalığı tetikliyor
Kornea ve Refraktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç, bahar aylarının gelmesiyle birlikte sıklıkla görülen alerjik hastalıkların göz sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Doç. Dr. Hürmeriç, özellikle gözlerde yanma, sulanma, kaşıntı ve kızarıklık gibi şikâyetlere yol açabilen göz alerjisi, günlük yaşam kalitesini düşürdüğünü ifade ederek, “Alerjisi olanların sıklıkla yaptığı göz kaşıma alışkanlığı keratokonus adı verilen bir göz hastalığına yol açabiliyor. Özellikle alerjisi bulunan ve tedavi edilmeyen çocuklarda uzun süreli göz kaşıma alışkanlığı olabilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde genetik faktörlerin yanında gözleri sürekli kaşımak büyük risk oluşturmaktadır” diye konuştu.
‘STANDART TEDAVİSİ YOKTUR’
Özellikle çocuklar güneşte, aydınlık ortamlarda gözlerini açmakta zorlanıyorlarsa ya da gözlerini çok kaşıyorlarsa ebeveynleri alerjiden şüphelenebileceklerini kaydeden Doç. Dr. Hürmeriç, “Bu tarz bulgularda göz muayenesi yapmak gerekir. Yanma, kaşıntı, ışık hassasiyeti gibi şikâyetler polenlerin arttığı mevsimlerde artmaktadır. Alerjik hastalıklar genellikle havaların ısınmaya başladığı Mayıs, Haziran, Temmuz dönemi ile soğumaya başladığı Eylül, Ekim, Kasım aylarında artar. Alerjisi bulunan hastalar doktor önerisiyle tedavi olması önemlidir” dedi.
‘GÖZ KAŞIMAK EN ÖNEMLİ SEBEP’
Alerjik hastalıklarda gözleri kaşımamanın oldukça önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Hürmeriç, “Keratokonus gözün en dışında bulunan kornea dokusunun incelmesiyle karakterizedir. Keratokonus hastalığı yavaş yavaş ilerlediği için geç fark edildiğinde görme kayıplarına yol açabilir. Önemsiz gibi gözükse de oluşturduğu riskler nedeniyle kaşınma alışkanlığının zararları hakkında Dünyadaki bütün göz doktorları farkındalık yaratmaya çalışmaktadır. Gençlerde ilk defa gözlük takmaya başladıkları zaman ya da gözlük takan bir çocuğun gözünde tembellik geliştiği söylenirse mutlaka altında keratokonus aranması gerekir. Keratokonus hastalığı sadece özel göz testleri ile ortaya çıkar. Standart bir göz muayenesinde tanı konulması ancak ileri olgularda mümkündür. Biz erken aşamada hastalığı yakalamak istiyoruz. O nedenle kornea topografisi adını verdiğimiz testleri yapmamız gerekiyor” dedi.
‘ÇOCUKLUK YAŞLARINDA BAŞLAR’
Keratokonus hastalığının tedavisinde kişinin yaşına ve görme bulgularına göre yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Hürmeriç, “Keratokonus hastalığında ilk adım hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Yaş ilerleyince keratokonus ilerleme riski de azalır. En büyük risk genç yaşlardadır. Çocukluk yaşlarında başlayan hastalar, çok agresif seyreder. Daha çok gördüğümüz 12 ile 25 yaş arasında olgularda erken tanı çok önemlidir. Özellikle 20 yaş altında keratokonus hastalığı tanısı konulduğunda mutlaka hastalığı durduran, halk arasında ‘ışın tedavisi’ diye adlandırdırılan crosslinking tedavisinin uygulanması gerekir” diye konuştu.