Trump sadece Harris’i değil Hollywood’u da hezimete uğrattı
Kazansaydı öncelikle ilk kadın başkan ünvanını ele geçirip tarih yazacaktı. Başta 284 milyon takipçisi bulunan şarkıcı Taylor Swift olmak üzere inanılmaz bir şöhretler ordusu kendisine destek veriyordu. Keza Demokratlar’ın eski başkanlarından Barack Obama da kefildi. Seçim kampanyası için Harris’e zenginler dolar akıttılar. Doğrusu kadın adayı havaya soktular. Arkasında Hollywood’un etkili büyük isimleri vardı.
Leonardo Di Caprio, Robert De Niro, George Clooney, Julia Roberts, Scarlett Johansson, Beyonce, Jennifer Lopez, Arnold Schwarzenegger, Robert Downey Jr., Oprah Winfrey ve şarkıcı Bruce Springsteen dışında iş insanı Bill Gates. Trump’ı destekleyenler arasında aman aman bir Hollywood ünlüsü yok gibiydi.
Mel Gibson ve Dennis Quaid göze çarpan iki isimdi. Ama öyle bir taraftarı vardı ki belki kazanmasında en büyük rolü oynadı. Tesla ve SpaceX’in sahibi Elon Musk. İş insanı şimdi kendisini siyasetin ortasında buldu. Eğer ABD doğumlu olsaydı şüphesiz 4 yıl sonra başkanlık için adaylığını koyardı.
Donald Trump rakibine 5 milyondan fazla oy farkı attı ve ikinci kez başkan oldu. Amerikalı seçmenler asla duygusal değildirler çıkarlarına bakarlar. Trump bunu geçmiş başkanlığında iyi kullanmıştı. Öncelikle çalışanların kendi maaşlarını saptamasına izin verdi. Pandemi döneminde mağdur olanlara karşılıksız yardım elini uzattı. İşsizliğe çareler buldu. Ancak bazı çocuksu hataları ve görüşleriyle bir dört yıl daha seçilmeyi Joe Biden’a karışı kaybetti.
İkinci adaylığında bu kadar kolay kazanacağını bizler gibi Trump ve ekibi tahmin etmemişti. Kazanamadığı takdirde geçen seçim sonrası kongre binasının basılması gibi bir olayın yaşanmaması için başkent Washington’da sıkı önlemler alınmıştı.
Sadece Kamala Harris kaybetmedi. Anket şirketleri de çuvalladı. Hiç kimse böyle bir zaferi beklemiyordu. Son kampanyasında Harris’e ‘Kovuldun’ naraları atarken ‘yine delirdi’ diyenlere sandıkta yanıt verdi.
ABD’nin 47. başkanı Donald Trump’ın 4 yıllık aradan sonra ülkesini nasıl yöneteceği merak konusu. Kampanyasında göze batan iki vaadi vardı. Biri dünyadaki savaşları sonlandırmak diğeri ise ülkesine kaçak göç akınını durdurmak.
Dünya Trump’ın ikinci kez kazanacağına pek ihtimal vermiyordu. Dün güçlü ülkeler ABD stratejilerini sil baştan gözden geçirdiler. İsrail mutlu, AB tedirgin, Ukrayna acaba silah yardımı kesilir mi diye telaşa kapıldı. Rusya lideri Putin her zaman ki gibi bekle gör siyasetini benimseyecek gibi.
Çin ise Trump’ın önemsediği bir rakip güç olarak biliniyor. İran için fark etmeyecek. Ha Harris, ha Trump. Bize gelince, bütün dış siyaset planları sanırım Harris’in başkanlık dönemi için hazırlanmıştı. Eski ‘Dost’ kazanınca sil baştan’a gitmek zorunlu olacak. Umutlar hayli kabarık. Başta yarım kalmış F-35 ve F-16 savaş uçaklarının vaatleri. Şimdi gözler Ocak ayında Trump’ın Beyaz Saray’a taşınmasında.