SON DAKİKA HABERİ! Yunus Paksoy madde madde anlattı: Demokratların yenilgisinin perde arkası

İşte Yunus Paksoy’un ABD seçimleriyle ilgili çarpıcı analizi:

Demokratların yenilgisinin bir çok sebebi var. Bu birkaç delege ile kaybedilmiş bir seçim değil. Bir kaç bin oy ile kaybedilmiş bir seçim değil, bozguna uğradılar. İnanılmaz bir mağlubiyet bu. Her anlamda berbat bir seçim oldu Demokratlar için. Senatoyu kaybettiler, Temsilciler Meclisi’nde az bir farkla geridelerdi onda fark büyüyecek. Ne açıdan bakılırsa bakılsın Demokratların şapkasını önüne alıp aylarca, belki de yıllarca düşünmeleri lazım önümüzdeki seçime kadar 4 yıl boyunca.

Sorunlardan biri ekonomi. Hep şunu söylüyordum; ‘Çorba kaynıyor mu?’ Yani siz seçim planınızı tamamen şuna çevirmiştiniz; ‘Donald Trump demokrasiye tehdit, kendisi diktatör olmak istiyor. O adamı seçmeyin.’ Şimdi tamam bu bir argüman olabilir ama sizin birinci argümanınız olamaz. İnsanlar markete gittiğinde market masraflarının yüzde 30, 40, 50 arttığını görüyor. Benzin masrafının yüzde 100 arttığını görüyor. Kiraların yüzde 100 arttığını görüyor. Ev faizlerinin arttığını görüyor. Şimdi çocuğunu okula gönderiyor, bunun masrafının arttığını görüyor. Böyle bir ortamda 4 yıl içinde bütün masraflar bu kadar artmışken sizin tek argümanınız hala Donald Trump demokrasiye tehdit, demokrasiyi kurtaralım. Tamam demokrasi istiyor insanlar, demokrasi içinde yaşamak istiyor ama aynı zamanda masasına yemek de koyabilmek istiyor. Çocuğunun çantasına beslenme de koyabilmek istiyor. Yani Amerika’daki ailenin dünyanın geri kalanındaki ailelerin derdi aynı. Burası süper güç diye burada herkes müthiş bir refah içinde yaşamıyor. Bunu göremediler.

Kaçak göçmen sorunu. 10 milyondan fazla kaçak göçmen, Biden-Harris ikilisinin döneminde ülkeye girdi. Sonra bu yıl sadece başladılar ‘Tamam biz de göndereceğiz’ diye. İnsanları bu konuda kandırmaya çalıştılar. Sanki 3 buçuk yıldır kendileri görevde değilmiş gibi. İnsanlar bir türlü inanmadı gerçekçiliğine.

Şimdi bir de strateji hatasına gelelim. Biden’ın 81 yaşında söylediklerini unutuyorken, gaf yapıyorken, doğru dürüst yürüyemiyorken, orada burada takılıp düşüyorken, yani aklı yerinde çok değilken ‘Başkan adayı olacağım’ diye çıkması ve hem Demokrat Partiye yakın medyanın hem de siyasilerin hiçbir şekilde buna karşı çıkmaması, hatta arkasından ‘Yaparsın, bir 4 sene daha gidersin’ diye pohpohlaması. Daha sonra anketler berbat bir hale gelince, ‘Bizim bu adamı göndermemiz lazım’ deyip el birliğiyle el çektirmeleri ve bir anda da Kamala Harris’i getirmeleri, yani hani bunun üzerine tüy dikmek gibi bir şey oldu.