YAZARLAR

Katillerin keyfi yerinde

Bu rakamlar aslında rakam değil, insandır. Son 10 yılda Türkiye’de erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısıdır. Kayda geçmeyen vakalar ve ağır yaralamalar bunlara dahil değildir üstelik..

★★★

Kadına yönelik şiddet 2024’te de tüm hızıyla devam ediyor. Hele bir 27 Şubat günü var ki, o tarihte bir rekor yaşandı; aynı gün 7 kadının birden öldürülmesiyle bir günde bilinen en yüksek sayıda kadın cinayeti işlendi.

Kadın dernekleri şiddeti önlemek için pek çok öneri getiriyor, yeni yasalar ve koruma talepleri sunuyor, ancak bunların çoğu reddediliyor ve hayat kaldığı yerden devam ediyor.

Aslında keşke kaldığı yerden devam etse.. Rakamlar böyle olmadığını gösteriyor. Ne yazık ki hayat kaldığı yerden daha da şiddetlenerek, kadınlar için daha da ölümcül hale gelerek devam ediyor.

★★★

Öyleyse şu noktada kesinlikle anlaşmalıyız.

Bunca çaba, bunca tartışma, bunca söylev, bunca karar bir işe yaramadığına, hatta yaramadığı gibi aksine cinayetleri arttırdığına göre, buradaki mücadelede bir terslik var demektir.

Cinayetleri durdurabilmek için başka yollar, başka çözümler bulmamız gerekir demektir.

Bugüne kadar uyguladığımız sistemin dışına çıkmamız lazım demektir.

★★★

Ben önümüzdeki tabloyu aynen böyle görüyorum. Peki bu değişimi, başka çözüm bulmayı, başka yollara geçmeyi nasıl yapacağız? Aslında yapılacaklar az çok belli..

★★★

En başta, kadınları korumada ve cinayetleri azaltmada en etkili sistem olanı “İstanbul Sözleşmesi”ne acilen geri döneceğiz.

Cezai yaptırımları arttıracağız, daha ağır yasalar getireceğiz.

Bir kadını katledip mahkemede kravat taktı diye indirim verilen bir ülke olmaktan derhal çıkacağız.

Adaletten “namusumu temizledim” argümanını makul sebep olarak tanımaktan vazgeçmesini ve ağırlaştırıcı sebep haline getirmesini isteyeceğiz.

Erkeği koruyan, bahanesini ödüllendiren değil, katledilmiş kadının hesabını soran bir adalet sistemi kuracağız.

Ülkemizdeki kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun, erkeğin namus fikrine uymayan kadını katletmesi ile ilgili olduğunu bileceğiz.

Buna dur demenin yolunun da, toplumsal cinsiyet eşitliğini temelden, daha ilkokuldan çocuklarımıza öğretmekten ve kadın erkek eşitliğinin tohumlarını o yaştan çocuklara vermekten geçtiğini aklımıza yerleştireceğiz.

Eğitim sistemimizi buna göre şekillendireceğiz, zihniyetleri değiştireceğiz.

★★★

Yoksa, yoksa.. Cinayet sayıları katlanarak artmaya, biz de onları saymaya devam eder dururuz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu