ONLARI ŞEFKATLE KUCAKLAYIN Konuk, bu süre zarfında çocuklarla neler yaptıklarını, neler yaşadıklarını konuşmak ve onların duygularını dinlemek gerektiğini söyledi. Konuk, sözlerine şöyle devam etti: "Tam o anda öğretmen rolünün nasıl olması gerektiği önemli değildir, yeter ki çocukların tüm duyguları sabırla ve şefkatle kucaklanabilsin. Bazı çocuklar anlatırken bazıları da konuşmak istemeyebilir. Onlardan yazarak ya da çizerek anlatması istenebilir. Eğer çocuk bunların hiçbirini yapmak istemezse konuşması için zorlanmamalı ve zaman tanınmalı. Çocuklar gözlemlenmeli. Eğer çocuklarda içe kapanma, agresifleşme, olağan dışı davranış veya duygulanımlar varsa bu çocukların mutlaka travma ile çalışan uzmanlara yönlendirilmesi gerekir. Lise dönemindeki gençler ise kendilerini daha iyi anlatabiliyor ve ifade edebiliyorlar. Bu yüzden 'Nasıl hissediyorsunuz, kim anlatmak ister?' sorusuyla başlanabilir. Hissettiklerini düzeltmek değil sadece dinlemek, anlaşıldığını hissettirmek gerekir. 'Ben de seninle benzer şeyleri hissettim, senin hissettiğin şeyi tahmin edebiliyorum' diyerek anlaşıldığı gösterilebilir." ÇOCUKLAR SUSTURULMAK YERİNE YÖNLENDİRİLMELİ Konuşma esnasında çocuklardan da birçok soru gelebileceğini ifade eden Konuk, "Bu sordukları sorulara hızlıca yanıt vermek yerine gerçekten neyi sorduğunu anlamaya, farkında olmadan çok fazla bilgi vermemeye, sadece sordukları soruya cevap vermeye özen gösterilmeli. Bir çocuğun anlattıklarında diğer arkadaşlarının zarar görebileceği, kaygılandırabileceği ifadeler olursa hemen susturmak yerine 'Çok şey anlatmak istiyorsun farkındayım, çok şey duymuşsun, görmüşsün bana bunu teneffüste detaylıca anlatmanı istiyorum, seni dinlemek istiyorum' diyerek yönlendirmek çok daha uygun bir yaklaşım olacaktır. Bunun dışında akademik performansın ve ders anlatımının yanı sıra streslerini, kaygılarını atabilecekleri hareket alanları ve oyun zamanları tanınmalı" dedi.