YAZARLAR

‘Bir Düşüşün Anatomisi’ ve bir yükselişin organikliği

2023 Cannes Film Festivali’nde ‘Altın Palmiye’ kazanan ‘Bir Düşüşün Anatomisi’, yönetmen Justine Triet’nin, başından sonuna tek bir noktada takılı kalan izleyiciye “Bir de şu açıdan bakalım” perspektifi sayesinde bir ‘modern klasik’e dönüşüyor. ‘Toni Erdmann’la hafızalara kazınan Alman aktris Sandra Hüller’in adeta şov yaptığı performansının haricinde tıkır tıkır işleyen bolca terazili senaryosu da takdire şayan…

Bu yıl Altın Palmiye kazandı

2023 Cannes Film Festivali’nde ‘Altın Palmiye’ kazanan film Fransız yönetmen Justine Triet’nin ‘Anatomie d’une chute’ yani ‘Anatomy Of A Fall’u olmuştu. Türkiye’de geçtiğimiz günlerde Filmekimi kapsamında izleyiciyle buluşan ve daha geniş çapta vizyon şansı da yakalayan ‘Bir Düşüşün Anatomisi’, daha önce ‘Toni Erdmann’ filmiyle hafızalara kazınan Alman aktris Sandra Hüller’in adeta beyaz perdede devleştiği, muazzam bir ‘modern klasik’ olmayı başarıyor.

Yaklaşık 2 buçuk saatlik görece uzun kaçan süresine rağmen her bir sahnenin gerekliliği ve hakikaten bir düşüşün anatomisinin tüm adımlarını takip etmesi ve aktarmasıyla Triet’nin iyi bir yönetmenlik sınavı ortaya koyduğunu da kanıtlıyor. ‘Bir Düşüşün Anatomisi’, Sandra adlı bir Alman yazarın Fransız eşi ve çocuğuyla birlikte karlar altında bir evde başına gelen ve filmin çıkış noktası olan olayı ve bir anda bütün okların kendisini işaret etmesinden sonraki yaşananları anlatıyor.

Bolca kusurları var

11 yaşında görme engelli çocuğuyla birlikte kendisini tüm olayların başlangıcına taşıyan Sandra karakteri, tabiatı gereği özgürlüğü savunan, sevmenin ve sevilmenin hakkını veren, izahat taleplerini ve soru işaretlerini tüm sakinliğiyle açıklamaya çalışan bir karakter olmanın ötesinde elbette temsil ettiği ‘kavram’la da aslında her daim sorgulanabilecek bir karakter.


Bir hayli edebi bir dünya söz konusu

Yönetmenin bir hayli temel bir kavramı yüklediği Sandra, başarılı bir senaryo örneği olarak yalnızca kusursuz değil, bolca kusurlarına rağmen muazzam bir dengeyle izleyiciye tanıtılıyor.

Sandra’nın kocası ve oğlu arasındaki ilişkiler ve özellikle de mahkeme ve mutfak sahneleri ise aslında tam olarak ‘nasıl bir dünyada olduğumuzu’ bizlere ayna gibi yansıtıyor. Ki bu bahsi geçen aynanın süresi 2 buçuk saatten ibaret değil, bir hayli ebedi bir dünya söz konusu.

Polisiye ve adalet üzerinden seyirciye aktarılıyor

‘Bir Düşüşün Anatomisi’ temelde bir terazi filmi ve bu terazi, izleyici açısından daha da rahat kavranabilmesi adına polisiye ve adalet gibi bir olay üzerinden seyirciye aktarılmış. Filmin pek çok detayı öyle başarılı ki hiçir taraf diğerinin önüne geçemiyor. Senaryo, oyunculuk ve yönetmenlik elbette bir adım daha ilerde ama yine de oyunculuk performansları kusursuz senaryosunun önüne dahi geçebiliyor kimi anlarda.

İşte tam da bu yüzden, çok yönlü lezizliği sayesinde de Cannes gibi prestijli bir film festivalinden ‘Altın Palmiye’ kazanması hiç de şaşırtıcı değil. İzleyenler, daha ilk sahneden itibaren güçlü bir filmle karşılaşacaklarının farkında ama son sahneye gelindiğinde yönetmenin derdinin aslında tam olarak ne olduğunu kavramaya yaklaştığınızda hissettiğiniz his gerçekten hem tuhaf hem de bir hayli olumlu yönden şaşırtıcı.

Yönetmenin ‘Bir de şu açıdan bakalım’lık perspektifi sayesinde gücüne güç katıyor

Alelade bir sorunun peşine takılan ve filmin ortasında iki seçenek arasında kalan izleyici, yönetmenin finalde “Bir de şu açıdan bakalım”lık perspektifi sayesinde gözlerini bambaşka bir ekrana çeviriyor. ‘Bir Düşüşün Anatomisi’ni güçlü kılan şey de aslında tam olarak bu.

Bir düşüşün her adımını takip ederken aslında bu düşüşün bir başka tarafta yarattığı yükselişin ruh halini mercek altına alıyor. Bunu böylesine güçlü bir teraziyle, suyun kaldırma kuvvetini kullanarak yapabilmesi ise şapka çıkartılacak cinsten bir alkışı hak ediyor.

Masa sahnesi unutulmayacak cinsten

Özellikle de finaldeki masa sahnesinde Sandra’nın ağzından dökülen cümleler, düşüşün sertliğine rağmen yükselişin sanılanın aksine organikliğini de masaya yatırıyor, tartışmaya açıyor, unutulan bir kısmı cımbızlıyor. Tam da bu kısım, bu oyuncaklı taraf ise filmin gücüne turbo 2 etki yaratarak bambaşka bir evin manzarasına taşıyor seyirciyi. Çok klas, çok havalı bir geçişle hem de.

Düşüşün yarattığı yükseliş, yükselişin kökenindeki düşüş

Filmin Cannes haricinde çoğu yerde tercih edilen afişi ne kadar Vincent ise -yani Sandra’dan akıcı bir Fransızca konuşmasını bekleyen kocası- yarışma esnasında yani ‘yerel’de kullanılan ve son derece evrensel olan afişi de bir hayli uyumlu yönetmenin derdiyle. Cannes’daki ‘yerel’ izleyicinin ‘evrensel’le tanıştığı bu afiş, ‘evrensel’deki düzlükle son derece uyumlu.

Mahkeme salonuna taşınan sesler kavramaya yetmiyor

Ki bahsi geçen restorandaki afişin merkezine daldığımızda, restoranda mutlu gözüken iki yazma heveslisi insanın mutfağında yaşanan tartışma yalnızca yerel ya da küresel çapta kabul gören bir evlilikten ibaret değil. Yerel ile evrenselin evliliğinde bolca ‘tümevarım’ barındıran bu sahne öylesine kusursuz ki mahkeme salonuna taşınan sesler dahi özdeki çatışmayı kavramaya yetmiyor haliyle.

‘Öz’de yani bir olayın merkez üssünde hatta direkt mutfağında yaşanan bu çatışma, filmin tam olarak neyi anlatmak istediğini ortaya koyan oldukça sağlam bir ‘doğal akış’.

Tekinsiz atmosferden vazgeçmiyor

Vincent’ın kuralcılığındaki öfkesiyle Sandra’nın kuralsız dinginliği yalnızca bir kadın ve erkek arasındaki çatışmayı aktarmıyor, aynı zamanda daha geniş çapta bu dünya döndükçe yaşanması kuvvetle muhtemel bir çatışmanın da nedenini ya da şiddet öncesi/sonrası analizini sağlam bir şekilde açığa çıkarıyor.

Yalnızca bu mutfak sahnesiyle dahi ‘Altın Palmiye’yi hak etmesinin haricinde Justine Triet’nin izleyiciyi tekinsiz atmosferden bir an olsun vazgeçirmeden, yer yer çok ufak detaylarla yüz güldürebilmesi de bir hayli “Pes” dedirtecek bir yetenek elbette…

Düşüşün yarattığı yükseliş, yükselişin kökenindeki düşüş

‘Bir Düşüşün Anatomisi’, 2023’ün en iyi filmlerinin başında geliyor ama daha da önemlisi ‘modern klasik’ olabilmeyi başarmasının haricinde evrensel ve ebedi olan meselesini roman tadında edebileştirmesine kadar unutulmayacak bir işe dönüşüyor. Bir yükselişin kökeninde yatan düşüş ya da düşüşün yarattığı yükselişin, zig-zag’lar evreni olan bu hayat yolculuğunda aslında ne kadar da doğal ve her an olası bir akış olduğunu hatırlatması ise muazzam bir kulak memesi, küpesi ve daha birçok şeyi.

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
[email protected]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
situs totoslot thailand situs totoslot gacor situs toto slot online situs toto demo slot gacor situs slot gacorsitus 4d situs totoslot gacorslot gacorslot gacorslot gacorslot gacor
slot gacor
slot gacor situs toto
togel online
toto 4d
situs slot slot demo pgslot 88
slot gacor slot gacor
slot gacor
brenjitu
situs toto
situs toto
SITUS TOTO
toto macau 4d
TOTO 4D
SITUS TOTO 4D
SLOT GACOR
https://booking.embuni.ac.ke/live-draw-sydney-hongkong
TOTO 4D
toto togel
slot online
slot gacor
slot pulsa
hongkong lotto
slot gacor
slot gacor
slot pragmatic
situs bola
situs gacor
situs toto
situs slot gacor
situs totoslot gacordemo slot situs slot gacor
slot66
slot gacor
situs slot gacor
slot gacor
scatter hitam
scatter hitam
slot gacor scatter hitam
scatter hitam
situs slot gacor pulsa
situs baru slot gacor