Tip 2 diyabete karşı bu adımları izleyin! Önlemek mümkün
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nda yer alan bilgilere göre 20 ile 79 yaş arasındaki 537 milyon yetişkin diyabetle yaşıyor. Bu da dünya üzerindeki 10 kişiden 1’nin mücadele ettiğini gösteriyor. Kişisel önlemler alınmazsa bu sayının 2030’da 643 milyona, 2045’te ise 783 milyona çıkacağının öngörülüyor. 2021’de diyabete bağlı hastalıklardan her 5 saniyede 1 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. Bu nedenle diyabetle savaşmak dünya sağlığı üzerinde büyük önem taşıyor.
UZM. DR. MERİÇLİLER: ÖNLEYİCİ FAALİYETLER DE ÖNEMLİ YER TUTUYOR
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanlarından Uzm. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler; “Diyabetin başarılı bir şekilde kontrol edilmesi sadece ilaçlara ve tıbbi tedavilere bağlı değildir; önleyici faaliyetler de önemli yer tutmaktadır. Önleyici faaliyetlerin başında, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve sağlık okuryazarlığı yüksek bireyler yetiştirmek gelmektedir” dedi.
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Tip 2 diyabet için ana risk faktörlerinin; obezite, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve yüksek tansiyon olduğunu belirten Uzm. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler “Ailede diyabet öyküsü bulunan, kilo fazlası olan ve düzensiz beslenen kişilerde yılda bir kez kan şekeri takibi mutlaka yapılmalı. Diyabetin pek çok vardır. Ağız kuruluğu ve aşırı su içme ihtiyacı duymak, sık idrara çıkmak, kilo almak veya zayıflamak, sık acıkmak, doymamışlık duygusu, tatlı krizleri, baygınlık hissi, bulanık görmek diyabet belirtilerindendir. Bu belirtileri yaşayanların mutlaka tetkik yaptırması gerekmektedir” diye konuştu.
“SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENİN”
Uzm. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, diyabetin önlenmesi konusunda ise şu önerilerde bulundu:
“Tip 2 diyabetten korunmak için; sağlıklı ve dengeli beslenin, hareket edin, fazla kilolarınızdan kurtulun, Stresten uzak durun, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkları bırakın, yeterli ve düzenli uyuyun ve sağlık kontrollerinizi düzenli yaptırın.”
“DİYABETLE KALP SAĞLIĞI ARASINDA BÜYÜK BİR İLİŞKİ BULUNUYOR”
Kardiyoloji Uzmanı Uzm.Dr. Begüm Öztürk diyabetle kalp sağlığı arasında büyük bir ilişki bulunduğunu ifade ederek, “Diyabet, kan şekerinin kontrol edilememesi durumunda uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilen bir metabolik bozukluktur. Bu sağlık sorunlarından biri de kalp hastalıklarıdır. Diyabet, kalp hastalığı riskini artırır. Yüksek kan şekeri seviyeleri, damar duvarlarına zarar vererek ateroskleroz (damar sertliği) gelişimine katkıda bulunabilir. Ateroskleroz, kalp krizi ve inme riskini artırır” dedi.
KOLESTEROL DÜZEYLERİNE DİKKAT EDİLMELİ
Diyabetin, diğer kalp hastalığı risk faktörleriyle sık sık bir arada bulunduğuna değinen Uzm. Dr. Öztürk, “Örneğin, yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, şişmanlık ve sigara içme, diyabetli bireylerin kalp sağlığına olan riskini daha da artırabilir. Diyabeti olan kişiler, kan basıncını ve kolesterol seviyelerini sıkı bir şekilde kontrol etmelidirler. Yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol, kalp hastalığı riskini artırabilir. İyi bir kan basıncı kontrolü ve düşük LDL (kötü) kolesterol seviyeleri kalp sağlığını korumak için önemlidir. Diyabetli bireyler, kan şekerini kontrol altında tutmalıdır. İyi bir kan şekeri kontrolü, kalp hastalığı riskini azaltabilir. Bu nedenle düzenli olarak ilaç kullanımı, insülin enjeksiyonları ve yaşam tarzı değişiklikleri diyabetin kontrol altına alınmasında yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.
“HER BİREY FARKLIDIR”
Uzm. Dr. Öztürk, “Diyabet ve kalp sağlığı arasındaki ilişkiyi yönetmek ve kalp hastalığı riskini azaltmak için düzenli sağlık kontrolü, ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı beslenme önemlidir. Her birey farklıdır, bu nedenle diyabet yönetimi kişiselleştirilmelidir. Diyabetli kişiler, sağlık profesyonelleri ile iş birliği yaparak en uygun tedavi ve koruyucu önlemleri belirlemelidir” dedi.
BESLENME DİYABETTE KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR
Medicana Ataköy Hastanesi Beslenme ve Diyet uzmanlarından Uzm. Dyt. Ayça Sena Yılmaz ise “İnsülin hormonu yetersizliği ya da yokluğu sebebiyle glikoz vücut hücrelerine giremez. Diyabetin kontrol altına alınması, yaşam tarzı değişiklikleri ve diyabet yönetiminde en kritik rol beslenme değişikliğinin yapılmasıdır. Diyabet tanısı almış kişilerde kan şekeri düzeylerinin regülasyonunu sağlamak kritik bir öneme sahip. Karbonhidrat dediğimiz beyaz ekmek, patates vs. kan şekerini en çok etkileyenlerdir. Ancak karbonhidratların düşük glisemik indeskli olanları tercih edilirse kan şekeri yavaş yükselir” diye konuştu.
LİF AÇISINDAN ZENGİN BESLENİLMELİ
Karbonhidratların tek başına tüketilmemesi gerektiğini, yanında mutlaka protein ve yağ kaynaklı besinlerle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dyt. Ayça Sena Yılmaz şunları ekledi:
“Örneğin meyve, yoğurt gibi. Kuru Baklagiller, sebzeler lif açısından zengindir. Lif açısından zengin beslenmek kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Aynı şekilde tavuk, balık ve yumurta gibi yüksek proteinli gıdalar tercih edilmelidir. Bir diğer önemli unsur porsiyon kontrolüdür. Kilo, boy, cinsiyet gibi durumlar göz önüne alınarak sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı yapılmalıdır.”
“KÜÇÜK MİKTARDA KİLO KAYBI BİLE RİSKİ AZALTABİLİR”
Beslenmenin diyabeti önleme konusunda da önem taşıdığını kaydeden Uzm. Dyt. Yılmaz, “Tip 1 diyabetin engellenmesi mümkün olmasa da konuyla ilgili araştırmalar devam etmektedir. Ancak Tip 2 diyabetin önlenmesi yine sağlıklı bir yaşam tarzına bağlı olduğunu söylemek mümkündür. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz yapmak, beslenmede işlenmiş ve şekerli gıdalardan kaçınma diyabetin önlenmesinde önemlidir. Obezite, diyabet riskini artırdığından sağlıklı kiloyu korumak çok önemlidir. Küçük miktarda bir kilo kaybı bile tip 2 diyabet riskini önemli ölçüde azaltabilir. Özellikle risk altındaki kişiler için düzenli taramalar ve kontroller, erken belirtileri tespit edebilir ve diyabetin başlamasını geciktirebilir veya önleyebilir” dedi.