Gazze’de sağlık sistemi çöktü: Durum vahim
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, hastanelerdeki sağlık görevlilerinin 3 gündür elektrik ve su olmadan çabaladığını belirterek, “3 gündür elektriksiz, susuz ve çok zayıf bir internete sahip olmamız, temel bakım hizmetini sunma kabiliyetimizi ciddi şekilde etkiledi. Bölgedeki sürekli silah sesleri ve bombalamalar zaten kritik olan koşulları daha da kötüleştirdi. Trajik bir şekilde, hasta ölümlerinin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Ne yazık ki hastane artık bir hastane olarak işlev görmüyor. Güvenli bir sığınak olması gereken hastanelerin ölüm, yıkım ve umutsuzluk sahnelerine dönüşmesine dünya sessiz kalamaz” dedi. Ghebreyesus, geçtiğimiz günlerde Gazze’deki 36 hastanenin 20’sinin hizmet dışı kaldığını belirtmişti.
Şifa hastanesinde 10 hasta ve 2 bebek, yetersiz sağlık hizmetleri nedeniyle yaşamını yitirdi.
DÜN HİZMET DIŞI KALDI
Filistin Kızılayı, yaklaşık 14 bin sivile ev sahipliği yapan Al Quds hastanesinin dün yakıtın tükenmesi sonucu hizmet dışı kaldığını duyurmuştu. Örgütten yapılan açıklamada, “Filistin Kızılayı, sağlık sisteminin tamamen çökmesinden ve bunun sonucunda ortaya çıkan vahim insani koşullardan uluslararası toplumu ve Cenevre Sözleşmesini imzalayan tarafları sorumlu tutmaktadır. Uluslararası sağlık ve yardım kuruluşlarını Gazze ve kuzey bölgelerine acilen gerekli yardımı sağlamaya, sağlık hizmetlerini sürdürmeye ve kalan hastaneleri desteklemeye çağırıyoruz” denilmişti.
‘SAĞLIK KURULUŞLARINA SALDIRILARI DURDURUN’ ÇAĞRISI
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), ve DSÖ’ye ait bölge sorumluları, acil uluslararası eylem ve sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada, “Geçtiğimiz 36 gün içinde DSÖ, Gazze’de sağlık hizmetlerine yönelik en az 137 saldırı kaydetmiş olup bu saldırılar, 16’sı görev başındaki sağlık çalışanlarının ölümü ve 38’i yaralanması olmak üzere 521 ölüm ve 686 yaralanmayla sonuçlanmıştır. Tıbbi tesislere ve sivillere yönelik saldırılar kabul edilemez olup Uluslararası İnsani Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku ve Sözleşmelerinin ihlalidir. Bunlara göz yumulamaz. Özellikle kriz zamanlarında tıbbi yardım alma hakkı asla engellenmemelidir” denildi.