Çocuk yetiştirirken yapılan en büyük hata! Sakın böyle davranmayın
“Ne kadar uslu çocuk, aynı yetişkin gibi” cümlesi, özellikle kullanıldığında ebeveynler gururlanır ve çok mutlu olurlar. Bu durum yetişkinleri ne kadar mutlu etse de, aynı şey bir çocuk için geçerli değildir. Bu durum çocuklara bazen onların sorumluluğunda olmayan şeyleri dahi yapmak zorundaymış gibi hissettirir. Çocuklara kendilerini birer yetişkinlermiş gibi hissettirir. Mutlaka denk gelmişsinizdir “Anne sen üzülme ben kardeşime kızarım” ya da babasının tarafında olup tüm doğru ve yanlışıyla onu savunmak durumunda hisseden çocuklar…
Elbet bu tarafı tutulan, yapması gerekeni başkası yapan bir yetişkin için çok olumlu bir durummuş gibi gözükse de, çocuğun psikolojik sağlığı açısından hiç yararlı değil. Burada çocuğun ihtiyacı olan kendi içinden geldiği gibi özgür davranma, oyun oynama ihtiyacını karşılamakken, yetişkinliğin özellikleri olan fedakarlık, ailenin ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak, savunmak gibi rollere soyunuyor. Ebeveyn gibi davranan çocukların ailelerinde en büyük sorun; ebeveyn gibi davranmak ile çocuğa sorumluluk vermek arasındaki farkın tam anlaşılmamış olmasıdır. Bunu ayırmada en önemli nokta çocuğun yaşına göre sorumluluk alıp almadığı ve yaşına göre davranıp davranmadığını kontrol edebilmektir. Eğer ki bu duruma dikkat edilmezse çocuk artık çocuk olmaz, aynı bir anne baba gibi davranır, düşünür ve hisseder. Belki siz belki de çevrenizde duyduğunuz “Çocukluğumu hiç yaşayamadım” cümlesi artık çocuğunuzun ileride kuracağı potansiyel cümle haline gelecektir. Ebeveynleşen çocuklarda sınır koymada problemler, uyum bozuklukları, uyku ve yeme davranışında bozukluklar, stres, düşük özgüven, akademik başarıda düşüş gibi durumlar çok daha fazla görülmektedir.
Çocukların ailede iki tür ebeveynleşme durumu vardır.
1. Araçsal ebeveynleşme: Çocuğun bulunduğu ailede, ailesinin daha çok fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda hissetmesidir. Bunlar genellikle eve para getirmek, kardeşlerin bakımı, evin düzeni, faturaları ödeme, alışveriş yapma gibi evle ilgili olan sorumluluklardır.
2. Duygusal ebevenyleşme: Çocuğun ebeveynlerinin duygusal eksikliklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmasıdır. Kıyaslandığında elbette çok daha ağır olan ve derin izler bırakacak olan da budur. Burada çocuk kendi ile ilgili olsa da olmasa da ebeveynlerinin psikolojik durumlarıyla başa çıkmaya zorlanacaktır. Bu çocuk ebeveynleri için bir sır kaynağı, dert ortağı, dayanma gücü gibi sıfatlara yakıştırılırlar. Bazen bu çocuklardan ebeveynlerinin yaşadıkları krizleri çözmeleri de beklenir.
Onların dertleri, büyüyünce büyüyor!
Ebeveynleşen çocuklar, yetişkinlikte de birçok durumla mücadele ediyorlar. Ebeveyn rolünü almış bir çocuk, büyüyüp bir yetişkin olduğunda da bu görevden sıyrılamaz.
Ebeveyn rolü üstlenen bir çocuk yetişkin olduğunda bazı sorunlar yaşar.
İşte onlardan bazıları:
Kurduğu ilişkilerde sağlıklı bir bağlılık ve sınırlar geliştirememe
Evlilik kararı vermekten çok korkmak, sağlıklı yakın ilişkiler kurmakta zorlanmak
Farklı bir şehir, ülke yani aslında aileden uzak herhangi bir yere giderken yüksek kaygı hissetmek ve huzursuzlaşmak
Anne, baba, eş ya da çocuklarla olan ilişkilerinde bu kişilerden herhangi bir beklenti geldiği zaman tetiklenme sonucunda öfke patlamaları yaşanması
Çocukluklarını yaşayamadan yetişkin oluyorlar
Ebeveynin beklentileri ile çocuğun gelişim yaşı, olgunlaşma seviyesi ile anlama kapasitesi arasındaki tutarsızlık çocuğun kendi istek ve ihtiyaçlarını arka plana alıp görmezden gelmelerini sağlayacaktır. Özellikle ebeveynlerin yapmış olduğu hatalara bakalım:
1. Çocuklarına kocası veya karısıyla yaşadıkları ilişkiyi ve eğer ilişkide sadakatsizlik yaşandıysa bunun anne veya baba tarafından çocuğa aktarılması…
2. Çocuğun yaşından büyük bir kız veya erkek olduğu için sürekli olarak sözle veya herhangi bir eşya ile ödüllendirilmesi…
3. Ebeveynlerin çocuğa onunla ilgilenmenin çok zor bir şey olduğu ve bu zorluğu çekmenin yetişkinin hayatına olan olumsuz etkilerinin anlatılması…
4. Çocuğun evde yetişkin gibi davranmasına sebep olacak bir sıfat edinmiş olması. Örneğin ‘babasından sonra evin erkeği’ olacağı imaları…
5. Çocuğun anne ve babadan hiç ayrılmayacağı evlense dahi hep yanlarında kalınacağına dair sözler istenmesi…
6. Çocuğa anne veya babası tarafından karı veya kocaymış gibi davranılması…
7. Çocuktan kardeşine annelik veya babalık yapılmasının istenmesi ve evin düzenini sağlayacak yüksek sorumluluklara tabi tutulması…
8. Çocuğun sınırlarına girecek şekilde cinselliği hakkında konuşulması ve bununla ilgili uygunsuz sorulara
maruz bırakılması…
9. Çocuğun anne ve babasının cinsel hayatını dinlemesi ve buna tanık olması 10. Çocuğun anne ve babasının ilişkisi hakkında yorum yapılmaya teşvik edilmesi ve fikir belirtmek zorunda bırakılması…
11. Çocuğun ebeveyninin ihtiyaç duyduğu ve karşılanmamış duygularını karşılamak zorunda kalıp, ebeveynin çocuktan sürekli övgü beklemesi…
Unutmayın…
Çocukluğunda yetişkin gibi davranmış bir çocuk büyüdüğünde daha cesur, daha olgun, daha akıllı olmuyor. Ebeveynleşen bir çocuk yetişkinliğinde sadece çocukluğunu yaşamamış bir çocuk olarak yaşamına duygusal eksikliklerle devam ediyor. Eksik kalan bu duyguyu da sürekli olarak tamamlamaya çalışıyor. Gerek ona ebeveyn olan yanlış ilişkiler kuruyor ya da onun yapması gereken sorumluluklarını onun yerine yapmaya çalışan birinden çok fazla etkilenip yanlış dinamikte ilişkiler kuruyor.