Ünlü kardiyoloji uzmanı herkese duyurdu
Kalp hastalıkları ve kalp krizi dünyada her yıl milyonlarca insanın ölümüne sebep oluyor. Kalp sağlığınızı korumak için hem günlük alışkanlıklarınıza hem de beslenme düzeninize dikkat etmeniz gerekiyor. Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, stres ya da kötü alışkanlıklar kalp sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Son yapılan araştırmalar 40 yaşın altındaki kişilerde bazı kalp hastalıklarının son on yılda arttığını buldu. Doktorlara göre, genellikle işlenmiş gıdaları yemeyi içeren batılı yaşam tarzı kalp hastalıklarını körüklüyor. Dr. Sharonne ve diğer kardiyolog Dr .Andrew Freeman, kalp sağlıklarını korumak için sınırlamaya çalıştıkları en önemli yiyeceklerden bazılarını paylaştı. Bu yiyeceklerin bilinçsizce tüketimi riskli durumlara sebep olabiliyor.
İŞLENMİŞ GIDALAR
Sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş gıdalar vücudunuz için çok zararlı. Uzmanlar, sosis gibi işlenmiş etlerin yüksek kalori, doymuş yağ, tuz ve nitrat gibi katkı maddeleri içerdiğini açıklıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün işlenmiş et yemenin kansere neden olduğunu belirlediğini açıklamıştı. Bu sebeple sağlığınızı korumak için bu besinlerden uzak durmanız gerekiyor.
PUDİNG
Puding tadıyla ve lezzetiyle çok sık tüketilen tatlılardan biri. Ancak puding içerisinde yüksek miktarda şeker içeriyor. Pudingi aşırı tüketmek kilo alımına sebep oluyor. Uzmanlar fazla kilolu olmanın kalp hastalığı, bazı kanserler ve tip 2 diyabet gibi sağlık sorunları riskinizi artırdığını açıklıyor.
ENERJİ İÇECEKLERİ
Enerji içecekleri de içerisinde yüksek oranda şeker içerir. Son derece sağlıksız olan enerji içecekleri yüksek tansiyon veya aritmi gibi sorunlara neden olabilir. Uzman, bunun kafeini atlamanız gerektiği anlamına gelmediğini söyledi.
YAĞI Hindistan cevizi yağı pek çok alanda sıklıkla kullanılıyor. Ancak Hindistan cevizi yağı riskli durumlar yaratabiliyor. Ateroskleroz olarak bilinen arterlerdeki kolesterol blokajlarını taklit etmek için fare ve sıçanlarda yapılan çalışmalarda da kullanılır. Hindistan cevizi yağı genellikle çok sağlıklı olarak biliniyor. Uzmanlar Hindistan cevizi yağının sadece bakım ve güzellik alanında kullanılmasını mutfaktan ve yemeklerden mutlaka uzak tutulmasını söylüyor.
KAHVE KREMASI
Kahve hem kokusuyla hem de lezzetiyle severek tüketiliyor. Fakat kahvesini kremalı tüketmeyi sevenler için tehlike kapıda. Çünkü kremalı kahveler aşırı derecede şeker ve trans yağ içeriyor.
PATATES KIZARTMASI
Patates kızartmasına genellikle kimse hayır diyemiyor. Lezzetli tadı sebebiyle kahvaltılarda, öğle ya da akşam yemeklerinde sıklıkla tüketilen patates kızartması, tüketmek ise tip 2 diyabete yakalanma riskini arttırıyor. Patates kızartması aşırı yağlı olduğu için damarları tıkayabiliyor. Patates kızartması hipertansiyon hastası olmanıza da davetiye çıkarıyor.
Fazla tuz tüketmek yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve felç için önemli bir risk faktörüdür. Cips içerisinde vücut için sağlıksız olan birçok şey bulundurur. Doktorlar, otomatlarda bulabileceğiniz tuzlu, çıtır çıtır işlenmiş karbonhidrat dolu küçük torbalardan uzak durmanızı tavsiye etti.
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ DİĞER ZARARLARI
Hindistan cevizi yağı, bitkisel kökenli olmasına rağmen hayvansal kaynaklı yağlar gibi doymuş yağ içerir. Bu nedenle tüketim miktarı ve sıklığı kontrol altına alınmalıdır. Fazla tüketim sonucu kolesterolü yükseltir ve kalp damar hastalıkları riskini artırır. Özellikle yapılan son çalışmalarda Hindistan cevizi yağının hem iyi hem de kötü huylu kolesterolü yükselttiği gözlemlenmiştir. Früktoz emilimi konusunda sıkıntı yaşayan bireylerde bağırsak rahatsızlıklarına sebep olabilir. Hindistan cevizinin kendisinde früktoz bulunmaz ancak Hindistan cevizi yağı bulunan besinlerde yüksek miktarda früktoz kullanılabilir. Bu nedenle etiket okumayı ihmal etmeyin. Özellikle alerjik bünyeye sahip olanların dikkatli tüketmesi gerekir. Alerji belirtileri; bulantı, kusma, egzama, ishal, anaflaksi olabilir. Hipotiroid olan çocuklarda, tiroit bezinin yanlış çalışmasına sebep olabilir. Bu nedenle doktora danışarak tüketimine karar verilmelidir. Tüketim miktarı ve kandaki tiroit antikorları düzenli olarak kontrol edilmelidir.