65 deprem tek tek incelendi! İşte 6 Şubat'ta gökyüzünde beliren mavi ışığın sebebi
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremlerde birçok kişi gökyüzünde beliren değişik renkli ışıklara şahitlik etti. 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te meydana gelen depremden sonra da uzun bir süre gündemi işgal eden ‘deprem ışıkları’ hakkında bugüne kadar birçok iddia ortaya atıldı. Peki deprem esnasında video çeken vatandaşların kamerasına yansıyan gökyüzündeki gizemli ışıkların sırrı ne? İşte uzman yorumuyla birlikte ‘deprem ışıkları’ gerçeği.
UZAYLILARLA İLGİSİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLDÜ
Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bir kez daha gündeme gelen ‘deprem ışıkları’ aslında uzun bir zamandır bilim dünyasının da üzerinde durduğu bir konu. Sebebi 20’nci yüzyıla kadar net bir şekilde açıklanamayan deprem ışıkları, gerçeklikle bağını kopartmış kişilere göre doğrudan UFO’larla alakalıydı. Kimileri ise başka dünyalara ait hayaletlerin yeryüzüne iniş şekli olarak yorumluyordu. Ancak elbette her iki inanışın da hiçbir bilimsel dayanağı yoktu.
ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki San Jose Eyalet Üniversitesi’nde fizik profesörü olarak görev yapan ve aynı zamanda NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Friedemann Freund, 2000’li yıllarda tam da bu konuyla ilgili bir çalışma başlattı. Aslında Freund’tan önce de bu konuyla ilgili çalışmalar yapılmıştı ancak bugüne kadar renkli deprem ışıklarıyla ilgili en çok konuşulan çalışmalardan biri Freund ve arkadaşlarının çalışması oldu.
65 DEPREMİN ÖNCESİNİ VE SONRASINI İNCELEDİLER
Freund ve meslektaşları, 1600’lü yıllardan 2000’lere kadar gerçekleşen tam 65 depremi detaylıca inceleme altına aldı. Bütün bu olaylarda depremlerden sonra mavi renge benzer ışıklar ortaya çıkıyor ve hiç kimse bu ışığın sebebini net olarak ifade edemiyordu. Freund ve ekibi, elde ettiği ilk bulguları 2014 yılında tamamladıkları Sismolojik Araştırma Mektupları’nda (Seismological Research Letters) yayımladı. Araştırmada dikkat çeken vakalardan birkaçı şu şekildeydi:
“12 Kasım 1988 yılında Kanada’nın Quebec bölgesinde yaşayanlar, bölgede güçlü bir deprem yaşanmadan henüz 11 gün önce St. Lawrence Nehri boyunca parlak mor ve pembe bir ışık gördüklerini anlatmışlardı. 2007 yılında Peru’da meydana gelen 8.0 şiddetindeki depremden önce güvenlik kamerası videosunda kaydedilen ışıklara tanıklık edenler bu ışıkların gökyüzünü aydınlatan parlak flaş gibi olduğunu söylediler. 2009’da İtalya’daki depremden önce de gökyüzünde devasa mavi ışıklar görülmüştü.”
Geniş bir veri tabanı üzerinde çalışan araştırmacılar sonunda ilginç bir sonuç elde edildi. Araştırmacılar, deprem esnasında gökyüzünde beliren ışıkların aslında yalnızca o esnada olmadığını deprem sonrasında ve öncesinde de bu ışıkların görülebildiğini tespit etti. Freund ve meslektaşları, deprem esnasında, öncesinde ve sonrasında gökyüzünde oluşan ışıkların sismik aktivite sırasında belirli kaya türlerinde etkinleştirilen elektrik yüklerinden kaynaklandığını düşündüklerini açıkladı.
Kanada’nın Quebec Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nda çalışan yer bilimci Robert Theriault da deprem ışıklarıyla ilgili çalışma yapan isimler arasındaydı. Theriault, konuyla ilgili verdiği bir röportajda, “Deprem ışıkları gerçek bir olgu ve UFO’ların eseri değil” diyerek bu durumun bilimsel bir şekilde açıklanabileceğinin altını çizdi.
IŞIĞIN OLUŞMA SEBEBİ KAYALAR
Deprem ışıkları bugüne dek birçok araştırmacının dikkatini çekti. Hemen hemen herkesin ortak fikri, fayların hareketi sebebiyle birbirine çarpan kayaların oluşturduğu mekanik gerilimin elektriksel yükler açığa çıkardığı ve bu yüklerin yukarı yönlü hareket ederek atmosfer ile etkileşime girip ışık oluşturduğunu yönünde oldu. Freund, deprem sırasında ışığın oluşma sebebini şu şekilde açıkladı:
“Bir depremin mekanik gerilimi kayaya çarptığında kimyasal bağların kırılmasına sebep olarak pozitif elektrik yükünden meydana gelen boşluklar ortaya çıkarır. Bu p boşlukları faydan yüzeye yatay biçimde akabiliyor ve ışık meydana getirebilen kuvvetli bölgesel elektrik alanları tetikliyor. P-boşlukları, normal koşullar altında uyku halinde duruyor ancak depremler sırasında uyandıklarında kayalar ışıldayıp parlamaya başlıyor.”
Deprem ışıklarıyla ilgili bilim insanlarının teorileri birbirleriyle her zaman aynı olmadığı için deprem ışıklarının neden ve nasıl olduğuyla ilgili çelişkiler günümüzde kısmen de olsa devam ediyor.
DEPREM IŞIKLARI ÖNCEDEN UYARABİLİR Mİ?
Deprem ışıklarının yalnızca deprem esnasında değil, depremin öncesinde de gerçekleştiğinin tespit edilmesinin ardından uzmanlar harekete geçti ve bu ışıklar sayesinde deprem öncesinde vatandaşların uyarılıp uyarılamayacağının üzerinde duruldu.
Birleşik Krallık merkezli haftalık bilimsel dergi Nature’de yayımlanan bir makalede, 6 Nisan 2009’da İtalya’nın Abruzzo bölgesinde meydana gelen 6.3 büyüklüğündeki yıkıcı depremden hemen önce L’Aquila kenti yakınlarında bir adam sabahın erken saatlerinde mutfakta bulunan eşyalardan beyaz ışıkların yansıdığını görüp güvenlik amacıyla ailesini dışarı çıkardığına yer verildi. Söz konusu adamın bu önlemi almasından tam iki saat sonra bölgede büyük bir deprem meydana geldiği hatırlatıldı.
‘HER BÜYÜK DEPREMDEN SONRA ORTAYA ÇIKMAYABİLİR’
eki deprem esnasında hatta öncesinde çıkan bu ışıklar gerçekten uyarıcı nitelik taşıyor mu? deprem ışıkları tam olarak hangi sebepten ötürü ortaya çıkıyor? Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadime Sertçelik’e göre deprem esnasında gökyüzünde beliren ışıkların birçok sebebi olabilir.
Prof. Dr. Sertçelik, Türkiye’yi derinden etkileyen 1999’daki Gölcük Depremi’nde de 6 Şubat’ta 11 ili doğrudan etkileyen depremlerde de bu ışığın görüldüğünü hatırlattı. Ancak bu ışıkların her depremde gerçekleşmediğinin altını çizen Prof. Dr. Sertçelik, “Belirli bir büyüklüğün üstündeki depremlerde bu ışıklar kesin yayılır” gibi bir çıkarımın yapılamayacağını belirtti.
Gökyüzünde meydana gelen ışımalarla ilgili Prof. Dr. Fadime Sertçelik, “Işımalar her deprem anında ya da depremden sonra olmuyor. Bu ışımalar bazen deprem esnasında yüksek gerilim hattında meydana gelen patlamalardan da kaynaklanırken bazen de tıpkı 1999’daki Gölcük Depremi’nde olduğu gibi İzmit Körfezi altında biriken metallerin fayın hareketi sırasında patlama ve parlamasından kaynaklanabilir” dedi.
Betül Yasemin Keskin – Milliyet