Yaşasaydı bugün 67 yaşında olacaktı… Zülfü Livaneli Ahmet Kaya’yı CNN TÜRK’e anlattı
Zülfü Livaneli, ölümünün 22. yıl dönümünde Ahmet Kaya’yı CNN TÜRK’te Serdar Korucu’ya anlattı. Livaneli, Magazin Gazetecileri Derneği’nde yaşananlar için “İlkel kabile dürtüleri ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Ahmet Kaya’nın Paris’te hayatını kaybetmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Kaya’nın 1995’te Kanal D’de yayınlanan “Ahmet Abi’nin Vapuru” programının ilk konuğu Zülfü Livaneli kendisiyle olan arkadaşlığını anlattı.
“OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE…”
Ahmet Kaya’nın kendisi için “Öyle gerçekten bir usta ki ben bile Ahmet Kaya olmayı ondan öğrendim” dediği Livaneli, 1986’da ‘Güneş Topla Benim İçin’ albümünün kaydını yaparken tanıştıklarını anlattı, “Olmasaydı sonumuz böyle” diye ekledi.
”YURT DIŞINA GİTMESEYDİ HAYATTA OLABİLİRDİ”
10 Şubat 1999’daki Magazin Gazetecileri Derneği’nde yaşananları yorumlayan Zülfü Livaneli, İbn-i Haldun’un ‘kabile asabiyeti’ saptamasına atıfta bulundu ve “Kabilelere bölünüyoruz, kendi kabilemize bağlılık öbür kabileye sonsuz düşmanlık şeklinde yurttaşlığa hiç sığmayan ilkel bir anlayışla kan revan bir şekilde devam ediyoruz. Ahmet Kaya’nın başına gelenler de bu yüzden. Onlar da birden kabileleşiverdiler çatal atma olayında. İlkel kabile dürtüleri ortaya çıktı” dedi.
Ahmet Kaya’nın yurt dışına gitmek zorunda kalma sürecinde kendisine destek verdiğini söyleyen Livaneli, “Ahmet yurt dışında yapabilecek bir insan değildi. Gitmeseydi hayatta olabilirdi. Yazık çok trajik oldu” ifadelerini kullandı.
Zülfü Livaneli, “Vefat haberini aldığım zaman içimde bir tel koptu” dedi.
“AHMET İLE BİRLİKTE SÖYLEDİK, SONRA AHMET İÇİN SÖYLENDİ”
Livaneli, Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarına yönelik son saldırıya, “İnanamıyorum ben buna. İnanamıyorum. Bir ülkenin, bir halkın müzisyeninden şairinden yazarından hala ne istiyorsunuz? Bunu anlamak çok güç” sözleriyle tepki gösterdi.
Zülfü Livaneli, 1995’teki programda söylediği “Yiğidim Aslanım” ağıdı ilgili de açıklamalarda bulundu:
“Ben bu parçanın söylenmeyeceği günler gelecek mi, onu merak ediyorum. Bu ağıt herkes için söyleniyor. 1983’te Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bestelemiştim. O zaman Uğur Mumcu Paris’e gelmişti. ‘Yiğidim Aslanım’ı dinlerken Uğur ağlamaya başladı. ‘Niye ağlıyorsun?’ dedim. ‘Bu sadece Nazım Hikmet’e değil, tüm devrim şehitlerine ağıt olmuş’ dedi. Maalesef tam 1 yıl sonra Ankara’da 200 bin kişi onun cenazesini kaldırdılar, tabutunun arkasından yürüdü.”
Livaneli, “Ahmet Abi’nin Vapuru” programında da bu ağıdı Ahmet Kaya ile birlikte söylediklerini hatırlattı ve “Ahmet ile birlikte söyledik sonra Ahmet için söylendi” dedi.