YAZARLAR

‘Rönesans Adamı’ Kris Kristofferson, rahat uyu

Venedik Film Festivali’nde ‘De Bains’ otelinin havuz başında yaptığım röportaj gözümün önüne geldi. Grup söyleşimizde isteğimiz üzerine o kendine özgü sesiyle birkaç parçayı seslendirmişti. En çok dillere destan 27 yaşında ölen sevgilisi Janis Joplin için bestelediği ‘Me and Bobby McGee’ şarkısını severdim. Country müzik sevdalılarının en beğendiği şarkı hit olmuş ve haftalarca liste başında kalmıştı. Her ne kadar uyku sersemi olsam da bir dürtü ile kalkıp Barbra Streisand ile rollerini paylaştığı 1976 yapımı ‘A Star is Born’ (Bir Yıldız Doğuyor) filmini bilmem kaçıncı kez izledim. Barbra Streisand ile sette kimyası fazlasıyla tutmuştu. Bence Oscar ödülünü alması gerekirdi ama sadece ‘Altın Küre’ ile yetindi.

Rönesans Adamı Kris Kristofferson, rahat uyu

Kris Kristofferson 88 yıllık yaşamına o kadar çok heyecan sığdırdı ki burada hepsini anlatmak sayfalar alır. Öncelikle asker babası İsveç–Norveç kökenli otoriter disiplinli bir adamdı. Annesi ise sakin bir İskoç -İrlanda karışımı gerçek bir hanımefendiydi. Kris ise çalışkan bir öğrenciydi ve spora çok meraklıydı. Okulun boks ve ragbi takımında yer alıyordu. Ringde rakiplerini kolaylıkla deviriyordu. Babası onun askeri okula yazılmasında ısrar ediyordu. Nitekim bunu başardı ve Kris asker oldu. Yüzbaşı rütbesine kadar yükseldi ancak o şarkıcı olmayı bir kere kafasına koymuştu. Askerdeyken helikopter kullanmasını öğrenmişti. Bu işine çok yarayacaktı.

İdolü Johnny Cash ile tanışmak ve country müzik dünyasına katılmak başlıca hedefiydi. Bunu gerçekleştirmek için helikopterle Johnny Cash’in villasının bahçesine kondu. Elbette dikkatleri üzerine çekti, gitarıyla sahneye çıkması ve birden üne kavuşması çok zaman almadı. Sevgilisi Janis Joplin’in genç yaşta ölümü ile sarsıldı ve arka arkaya hazin şarkılar besteledi. Johnny Cash sayesinde Willie Nelson ile tanıştı. Daha sonra ikisi sahnede ayrılmaz düo oldular. Kendilerine Dolly Parton ve Brenda Lee de katıldı.

Elinde gitarı kovboy şarkıları söylerken sahnede çizme yerine yalın ayakla dolaşmasıyla ünlendi. ‘Nashville Sound’ türü müziğin öncülüğünü yaparken gelen film önerilerini kabul etti. Çakır gözleri ve kahküllü dalgalı kıvırcık saçlarıyla kadınların gözdesi oldu. ‘Convoy’ filmi ile ününe ün kattı. Daha sonra ‘Blade’ serisinde Wesley Snipes’in akıl hocası Abraham Whistler’ı canlandırdı. Yaşamı boyunca bir çok single’ı ve albümü satış rekorları kırdı. Country müziğinde ödüle doymadı. Son yıllarında Hawaii’ye yerleşti. Oxford’ta bursla okuduğu yılları kaleme aldı. Çok yönlüydü. Vietnam savaşıyla başlayan aktivistliğini hayatı boyunca sürdürdü. Entelektüel bilinirdi. Bir başka lakabı ise ‘Rönesans Adamı’ idi . Yeniliklere açık ve girişimciydi. Rivayet yakın dostlarına çok sevdiği gitarı ile gömülmek isteğini söylemesiydi. Bu dünyadan bir Kris Kristofferson geçti. Rahat uyu güzel insan.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu