OKAN MÜDERRİSOĞLU / Kıbrıs… Erdoğan… Ve dış kışkırtmalar!


Türkiye‘nin iç siyasi dengelerini etkilemek üzere KKTC üzerinden gelişen damara dikkat etmek gerekiyor. İstanbul‘da devam eden yolsuzluk soruşturması ile yüzleşmesi gerekenlerin alternatif merkezlerden üretilen muhtelif iddialara dört elle sarılmasını hafife almamak lâzım. Meselenin, Kıbrıs’ta yaklaşan seçimlerle ilgisi olduğu kadar Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın KKTC’deki karşılığını azaltmaya dönük olduğuna kuşku yok.
Hatırlatmak gerekirse… Erdoğan hafta sonu Lefkoşa‘da olacak. Hem KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi hizmet binalarının hem de Teknofest 2025’in açılışını yapacak. Hizmet binaları demişken… Kuzey Kıbrıs’a gidenler, İngiliz kolonyal mimarisinden kalma KKTC Cumhurbaşkanlığı binasının, bağımsız bir devleti temsil etmekten ziyade, geçici bir devlet idaresinin emanetçi yapısı izlenimini verdiğini bilir. Ada’da iki ayrı devletten söz edildiğine ve uluslararası topluma da bu gerçek anlatıldığına göre… Kıbrıs Türk tarafının bir azınlık değil, asli unsur olduğunu göstermek elbette devletin birinci makamından başlanarak verilen mesajla doğrudan ilintilidir. Bu açıdan bakıldığında, Kıbrıs’ta kim ne derse desin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı inisiyatif, “bağımsız bir devlet” adına gösterge niteliğindedir ve çok değerlidir. Ayrıca KKTC ve Kıbrıs Türkleri, Türkiye’nin ve Türk insanının ayrılmaz parçasıdır. Yani Kıbrıs için yapılan hiçbir yatırım, Ada’da birilerinin fitne çıkardığı gibi “başa kakma” konusu değildir!
Kabul edelim ki… Kıbrıs Adası Yunan ve İngiliz istihbaratının yanı sıra son dönemde Fransız ve İsrail istihbaratının da etki sahasına dönüşmüştür. ABD ve Rus ilgisi de açık bir gerçektir!
***
Kıbrıs’ta, Teknofest icrası ise uluslararası düzeyde tanınan bağımsız Kıbrıs Türk Devleti yolunda mühim ve gerekli bir faaliyettir. Yerli ve milli teknoloji hamlesinin tüm imkân ve kabiliyetinin sergilenmesinin yanında, genç kuşaklara “Milli Dava: Kıbrıs Bilincinin Aşılanması” bakımından da doğru bir tercihtir.
Unutmayalım ki…
ABD ve İngiltere, hatta Almanya, İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatında Kıbrıs Rum Kesimi‘ni kullanmıştır. ABD’nin Kıbrıs ve Girit‘e yerleşmesi, Fransa‘nın Ada’da üs arayışı, İsrail’in Rum kesimine hava savunma sistemleri satışı sıradan gelişmeler değildir. Bir o kadar kritik karar da ABD’nin Rumlara silah ambargosunu kaldırması, hatta silah satışına başlamasıdır.
İlaveten…
Ethniki Organosis Kiprion Agoniston- EOKA: Kıbrıslı Savaşçıların Millî Örgütü adlı kanlı yapının 1960-1970’li yıllardaki katliamları hafızalarda dururken… Bugünlerde, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde “Devrimci Özgürlük Savaşçıları Hareketi” adı verilen bir terör örgütünün kurulmasını da gözden kaçırmamak gerekir.
Kıbrıs… Doğu Akdeniz’deki stratejik konumuyla gerek küresel ticaret yollarına hâkimiyeti gerek etrafındaki hidrokarbon yatakları gerekse Avrupa’nın ekonomik, askeri ve enerji güvenliği bakımından birinci derece teminatı olarak görülmektedir.
Tablo, Avrupa için bu kadar net iken… Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı olan, Ege’de Yunanistan yayılmacılığı ile kuşatılmak istenen Türkiye için Kıbrıs’ın ehemmiyetini ve kıymetini vurgulamaya gerek bile yoktur.
Kaldı ki Kıbrıs… 1699 Karlofça Anlaşması’ndan itibaren sürekli toprak kaybederek ancak Anadolu’da tutunan Türk milletinin, üç asır sonra kazanabildiği tek vatan parçasıdır.
Kıbrıs Gazisi bir babanın evlâdı olarak ayrıca belirtmek isterim ki… Şehit kanıyla sulanan toprak, bir karış bile olsa vatandır. Vatana sahip çıkmak, Misak-ı Millî’yi yaşatmak her Türk’ün asli ödevidir.
Bugünkü özellikli tehdit şartları karşısında…
Kıbrıs’ta, Rum sınırı boyunca yeni güvenlik mimarisi kurulması, muharip kabiliyete sahip asker bulundurulması, İHA-SİHA Üssü yanında, kıyılarda da ilave tedbirler alınması bir zarurete dönüşmüştür.
Özetle…
Kıbrıs, Türkiye’nin bekasının sigortasıdır. Tüm kışkırtmalara rağmen Türkiye ile bağını muhafaza ve müdafaa eden Kıbrıslı Türkler de yüreğimizin başköşesindedir…