Ana Sayfa YAZARLAR NİHAT HATİPOĞLU / İhtilaflar küllenmeli

NİHAT HATİPOĞLU / İhtilaflar küllenmeli

6
0

Hz. Muhammed Mustafa’nın (SAV) huzurundayım… Medine‘de. Kutlu şehirde. Müthiş izdiham var. Yer bulmakta zorlanıyor insanlar. Kimse “gelin” diye duyuru yapmıyor, fakat insanlar gelmek için çok şeyini feda ediyor. İnsanlar Kuran‘ı seviyor. Hz. Muhammed Mustafa kendini sevdirmiş. İnsanlar O’na hayran ve âşık. Dış ve iç şer mahfiller O’nun aleyhine ne kadar algı oluştursalar da bumerang gibi kendilerine dönüyor.
Gün geçtikçe Hz. Peygamber’e olan bağlılık daha da artıyor. Şeytana yakalanmış bazı kişiler hariç herkes Efendimizi tanımaya ve yakından çözmeye çabalıyor. Neden olmasın ki! Allah’ı sevenlere deniyor ki “Eğer samimiyseniz Muhammed’e tabi olun.” Zaman zaman umreye giderim. Bugüne kadar kimsenin çirkinlik yaptıklarını görmedim. Sürtüşme yok, çirkin söz yok, saygısızlık yok, kavga yok, itişme yok.
Tam aksine safını, seccadesini paylaşıyor insanlar. Namazda saf tutanın seccadesi yoksa, beton üzerinde namaz kılacaksa yanındaki seccadeyi önüne seriyor. “Bari alnın yere temas etmesin” diyor. Orada Türk olmanın, Anadolu‘dan olmanın ayrı bir yeri var. “Türkiye‘den geldik” deyince herkesin yüzü gülüyor.

KİN VE DÜŞMANLIK DEĞİL SEVGİ KAZANMALI
Dışarıda yabancıların bizlere gösterdikleri sevgi ve toleransı içeride birbirimize gösteremiyoruz. Dilimiz sivri. Kalemimizden kin damlıyor. Sosyal medya yalan dolan ve nefret dolu. Bu çemberi kırmak zorundayız. Aksi takdirde nefret kazanacak. Kin ve düşmanlık kazanacak.

DİN DÜŞMANLIĞI YAYGINLAŞTIRILIYOR
İki âlemde de hüsranda olan ve insanlığa hiçbir faydası olmayan din düşmanı troller sabah akşam nefret kusuyorlar. Yalan ve tahrifat dolu paylaşımlarla İslam‘ı kötülüyorlar. Hatta ayetleri dahi sırf inandırmak için değiştirip paylaşıyorlar. Olmayan cümleleri ayetlerle katıyorlar. Doğrusu bayağılığın bu kadarını hiç tahmin etmezdim. Din adına değil ama bu bayağı işlere yeltenenlere üzülüyorum. Ahirette karşılaşacakları, ödetilecek bedelleri tahmin edince dehşete kapılıyorum. İslam’a yapılan saldırıların farkındayız.

HADİSLERİ YERMENİN KİME NE FAYDASI VAR
Uydurma oldukları veya zayıf oldukları yüzyıllardır bilinen bazı hadis formundaki rivayetleri temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp servis etmek ve böylece hadisleri yermek kime ne fayda sağlıyor. Âlimler mevzuat olarak nitelenen veya İsraili olduğu belirtilen veya hadis tekniği yönünden itibarı olmayan rivayetleri zaten yüzyıllardır devre dışı bırakmış ve gerekli yorumları belirtmişlerdir. Bu husus zaten bilinen ve müsellem bir husus değil mi?
Derdiniz ne peki? Bütün bir hadis külliyatını devre dışı bırakmak mı? Peki kime yarayacak bu. Neyi tetikleyecek bu işlemler. Binlerce faydalı, gerekli, sağlam, Hz. Peygamber’e aidiyeti ispatlı olan ve hayatın akışında önemli rol oynayan rivayetleri neden halka takdim etmiyorsunuz? Sürekli tenkit ve karalama yerine topluma fayda sağlayacak, ayıklanmış, hadis otoritelerince sahih kabul edilen hadisleri servis edip Kuran’ın doğru anlaşılmasına katkısına dair bir faaliyet yürütmek daha faydalı değil mi? Tabii niyet iyiyse.
Mesele bir kurgu aslında. Önce sahabe tenkidiyle, en çok hadis rivayet eden Ebu Hureyre ile başlar bu saldırı. Sonra hadisler itibarsızlaştırılır. Ve mevzu olan rivayetler sanki kabul görmüş gibi takdim edilir. Sonra sıra Peygamber’e gelir. Onun etrafında şüpheler oluşturulur. Bu da deizmi tetikler. Daha sonra iş Kuran’ı gözden düşürmeye döner. Sonraki halka ise ateizm, yani Allah’ı inkârdır. Acaba bu görülmüyor mu? Farkında değiller mi? Bu kadar gaflet akıl alır bir şey değil.

ÖNYARGI İNSANIN GÖZÜNÜ KÖR EDER
İslam’a saldıranların ekserisi yanlış bilgi kurbanıdır. Kulaktan dolma, yanlış yalan bilgiyle hareket eder ve kendini bir yere konumlandırır. Bazıları bağnazdır. Doğruyu değil, algılarını destekleyen malzemenin peşindedir. “Ya yanılıyorsam?” sorusunu sormaz kendine. Ömrünü böyle tüketir. Ahireti ise malum. Aslında biz bu insanlara asla nefretle bakmıyoruz. İşin sonunda kendi akıbetini kendi hazırlar. Hayat onların. Herkes ceremesini çeker. Bizim eleştirdiğimiz şahıslar değildir. Şahıslarla işimiz olmaz. Onlar da bizim gibi insandır. Bakışlarımız, algılarımız, imanımız farklı. Bizim meselemiz insanı kör ve sağır eden önyargılarladır. Neticede hidayet bir nimettir. Hak etmeyene verilmiyor. Allah, Peygamber’ini uyarıyor: “Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin! Sana düşen ancak uyarıdır.” Vesselam.

NAZAR, YANİ GÖZ DEĞMESİ VAR MI?
Hz. Peygamber’in şöyle bir hadisi vardır: “Kaderi geçecek -aşacak- bir şey olsaydı göz değmesi olurdu.” Göz değmesinin var olduğunu hadisler ifade ediyor. Başka bir hadiste, “Göz haktır” buyuruluyor. (Buhari, Tıbb, 35). Peygamberimizin nazara karşı okumamızı tavsiye ettiği dualar vardır. Ancak herkesin bildiği Felak, Nas ve İhlas sureleri ile Ayet-el Kürsi okunabilir. Bazı bakışların insanlar üzerinde bir tesir meydana getirdiği artık bilinen bir gerçektir.
Guslederken parmağımdan akan kan durmadı. Guslüm geçersiz mi?
Guslederken vücudumuzun herhangi bir bölgesinden kanın akması gusle engel değildir. Ancak kan kesildikten sonra namaz için ayrıca abdest almanız gerekir.
İşitme ve görme engelliler dini yönden sorumlu mudurlar?
Kişi neyle yükümlü olduğunu bilmeden dinen yükümlü sayılmaz. Bunu bilenler yükümlü olur, bilmeyenler yükümlü sayılmazlar. Bu da işitme ve görme engellinin durumuna göre değişir. Zira hepsi aynı durumda değildir.
Doktorun eczaneden aldırdığı ilacın içinde alkol var mı diye terkibine bakmam şart mı?
Doktorun eczaneden aldırdığı ilacın terkibine bakmanıza gerek yoktur. İlacı kullanabilirsiniz.

BİR AYET
“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir. Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Nahl/90-91)

BİR HADİS
“Ey insanlar, dikkat ediniz! Rabbiniz tektir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha takvadan öte hiçbir üstünlüğü yoktur. Şüphesiz Allahu Teala katında en üstününüz Allah’tan en çok korkanınızdır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz