YAZARLAR

Mısır ile ilişkilerin geniş penceresi

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin 12 yıl aradan sonra geçen hafta gerçekleştirdiği ziyaret, ikili ilişkilerde 2013- 2021 döneminde açılan mesafenin kapatılması konusundaki karşılıklı çabayı teyit etti. 17 farklı alanda imzalanan mutabakat muhtıraları bunun göstergesi. Milliyet yazarı Deniz Kilislioğlu, cumartesi günü yayımlanan yazısı ile ziyaretin satır aralarına dair yapılması gereken okumayı, hâlâ güven arttırıcı adımlara ihtiyaç duyulan konuları ayrıntısıyla anlattı. Nitekim bunlardan biri olan Libya meselesinde, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Sisi Türkiye’den ayrıldıktan hemen sonra gerçekleştirdiği ziyaret sadece zamanlaması bile mesaj yüklü.

Bendeniz ise bu hafta, bazı başka dış politika dosyalarının da Mısır ile Türkiye ikili ilişkilerine etkilerine ve ilgilerine dikkat çekmek istedim. Bunlardan biri Mısır’ın hemen sınır komşusu olan Sudan. Yaklaşık 17 aydır ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmaların sürdüğü ülkede şimdiye kadar 19 bin kişinin öldüğü bildiriliyor. Ülke sadece iç savaş nedeniyle değil aynı zamanda haziran ayından bu yana devam eden sel yüzünden de derin bir insani krizle karşı karşıya. Sudan’daki istikrarsızlık, göç baskısı elbette Mısır için güvenlik tehdidi oluşturuyor. Türkiye işte hem iç karışıklık hem de insani kriz kıskacındaki ülkeye, bir önceki görev yeri de son derece zorlu olan, deneyimli bir diplomatı atadı. Bağdat eski Büyükelçisi Fatih Yıldız geçen ay Türkiye’nin Hartum Büyükelçisi olarak göreve başladı.

Yıldız’ın hızlı bir başlangıç yaptığını ve önümüzdeki dönemde Sudan’daki gelişmeler konusunda farkındalığımızın artacağını şimdiden söyleyebilirim. Yıldız, Anadolu Ajansı’na verdiği ilk röportajında, “Biz Sudan halkının ve yönetiminin mutabık olacağı her türlü çerçevede Sudan’da krizin sona ermesi, Sudan’da sulhun tesis edilmesi için görev yapmaya hazırız ve bunu da ilgili taraflara ilettik” ifadesiyle bunun işaretini verdi.

Sudan’ın komşusu Etiyopya’nın ise sadece diğer komşusu Somali ile değil aynı zamanda Mısır ve Sudan ile de Nil üzerine itirazlara rağmen inşa ettiği Büyük Rönesans Barajı (Hedasi) kaynaklı sorunları var. Etiyopya’nın denize ulaşmak için Somali’nin düşman kardeşi Somaliland’dan sahil şeridini 50 yıl süreyle kiralaması ise aradaki gerilimi daha da artırdı, Etiyopya’nın Somaliland’ı ilk tanıyan ülke olacağını açıklaması gerilime tuz biber ekti. Öte yandan, Mısır’ın Somali ile güvenlik ve askeri anlaşmaları ve iyi bir müttefiklik ilişkisi var. Tıpkı Türkiye gibi.

Şimdi sadece birkaç hafta öncesine giderek, Türkiye’nin Etiyopya-Somali arasındaki ilişkileri düzeltmek için başlattığı Ankara Süreci adı verilen bir arabuluculuk inisiyatifini hatırlayalım. 1 Temmuz’da Ankara’da başlatılan sürecin ikinci turu 13 Ağustos’ta gerçekleşti. Dışişleri Bakanlığı’nın ayrı salonlarında oturan heyetler arasında yürütülen temas trafiğinin sonucunda üçüncü tur için 17 Eylül’e randevu verildi. İki ülke dışişleri bakanlarının da katılımıyla yapılan üçlü basın toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir sonraki randevuya kadar taraflar ve bölgesel ortaklarla istişarelerin devam edeceğini belirterek “Türkiye olarak hedefimiz sadece Somali ve Etiyopya’nın değil, tüm bölgenin yararına olacak şekilde mevcut kaygıların giderilmesi ve sorunların çözülmesidir” demişti. İstişare yürütülen bölgesel ortakların başında elbette Mısır geliyor.

Bu arada Sisi’nin ziyareti ile Somali Savunma Bakanı Abdulkadir Mohamed Nur’un Türkiye ziyareti de neredeyse çakıştı. Nur’un Savunma Bakanı Yaşar Güler ile buluşmasındaki üçüncü katılımcı da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’dı. Türkiye ile Somali bir süre önce imzalanan “Hidrokarbon Arama ve Üretim Anlaşması” çerçevesinde, Türkiye’nin Somali denizlerinde üç blokta doğal gaz ve petrol arayacak. Bayraktar, MTA Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin destek gemileriyle eylül sonu, ekim başında Somali’ye doğru yola çıkacağını daha önce açıklamıştı.

Ezcümle; Türkiye ile Mısır ilişkileri konuşulurken, pencerenin kanatları biraz daha açıldığında iç içe geçen, eş zamanlı yürütülen bir dizi faaliyeti ve bunların üreteceği olası olumlu sonuçları da hesaba dahil etmekte fayda var.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu