
(Foto: AA)
ZEYNEP ONGUN’A ÇELİŞEN İFADELERİ SORULDU
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade veren Murat Ongun’un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun’a, emniyetteki ifadeleriyle çelişen beyanları savcılıkta soruldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ve görevden uzaklaştırılan tutuklu başkan Ekrem İmamoğlu’na yönelik devam eden yolsuzluk soruşturması çerçevesinde dikkat çeken bir ifade ortaya çıktı. İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun’a, savcılıkta emniyette verdiği ifadeyle çeliştiği belirtilen konular yöneltildi.
4,5 MİLYON LİRALIK HAVALE VE KİRA ÇELİŞKİSİ
Zeynep Ayten Gözdem Ongun’a savcılık ifadesinde, Rize’den hesabına aktarılan 4 milyon 529 bin TL ile ilgili kira ve depozito ödemelerine dair detaylar soruldu. Ongun, bu ödemelerin Rize’deki bir kuyumcudan gelen para ile yapıldığını ve altın bozdurarak söz konusu parayı elde ettiğini savundu. Ancak emniyet ifadesinde, kira ödemesinin eşi Murat Ongun’dan elden alınarak yapıldığını belirtmişti. Savcılık bu çelişkiye dikkat çekti.
Ongun ifadesinde, “Kayınvalidemin altınlarını bozdurup bir kuyumcuya verdim, parayı hesabıma bu şekilde aldım. Gider pusulasını imzalamadım çünkü imzalamam gerektiği söylenmedi.” ifadelerine yer verdi.
“İBB’NİN BU İŞTİRAKLERE İŞ YAPAN HİÇBİR FİRMAYI TANIMAM”
Ongun’a ayrıca, dokuz farklı firmadan hesabına gönderilen paralarla ilgili de sorular yöneltildi. Bu firmalarla İBB iştirakleri arasında bağlantılar olduğu iddia ediliyor. Ongun ise bu şirketlere mal sattığını, fatura kestiğini ve ürün teslimatlarını ofisine gelen şahısların gerçekleştirdiğini savundu.
Ongun, “Ben bu şirketlere el emeği ürünler gönderdim, fatura da kestim. Nereye teslim edildiğini bilmiyorum. İBB iştiraklerini ya da onlara iş yapan firmaları tanımam.” dedi.
“SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM”
İfadesinin devamında kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Ongun, yaşadığı sürecin aile hayatını da etkilediğini söyleyerek, “Eşimden dolayı suçlamalara maruz kalmak beni yaralıyor. Oğlumun yanından alınmam ise hak etmediğim bir uygulamadır. Ben kendi ayakları üzerinde duran, işini yapan bir kadınım.” dedi.
ŞÜPHELİLERİN SEVK YAZISINA ULAŞILDI
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde savcılık işlemlerinin ardından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 30 şüpheliden 10’u hakkında hazırlanan sevk yazısının detaylarına ulaşıldı.
Savcılığın, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine gönderdiği sevk yazısında, “Ekrem İmamoğlu liderliğinde teşkil edilen çıkar amaçlı suç örgütü” ifadesi kullanılarak, şüpheliler Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz hakkında yürütülen soruşturma neticesinde “usulsüz bağış toplama” suçundan 8 Ağustos 2024’te iddianame düzenlenip dava açıldığı hatırlatıldı.
Yazıda, dava dosyası kapsamında ifadeleri alınan tanıkların, Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz , Ertan Yıldız ve Adem Soytekin olmak üzere birçok kişi hakkında, “rüşvet”, “irtikap”, “ihaleye fesat karıştırma”, “haksız mal edinimi” iddiaları üzerine 18 Ekim’de resen soruşturma işlemlerine başlandığı anlatıldı.
Yapılan soruşturma kapsamında, tanık beyanları, MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu, HTS incelemeleri, ihale dosyalarında yapılan ön incelemeler ve vergi inceleme uzman raporları alındığı belirtilen yazıda, “Şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan ve kendisine tabi kişileri İBB Başkanı olduktan sonra belediyenin birim ve iştiraklerinin başına getirdiği, birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı, nitelikli işler üzerinden ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet ve irtikap eylemlerinin örgütlü bir şekilde işlendiği tespit edilmiştir.” ifadesi kullanıldı.
GİZLİ TOPLANTIDA ÖRGÜTÜN ELİNE GEÇECEK ORANA KARAR VERİLDİ
Yazıda, örgütün hiyerarşik yapısına değinilerek, “Örgüt yöneticileri tarafından gizli toplantı yapılarak ihale verilecek şirketlerin tespit edilip yan teklif verecek şirketlerin belirlendiği ve ihale bedeli ile örgütün eline geçecek orana karar verildiği, tahsildar olan kişinin örgütün üst yöneticilerinin yaptığı gizli toplantılara iştirak etmek suretiyle veya doğrudan bu paraları örgüt yöneticilerine teslim ettiği anlaşılmıştır.” denildi.
İmamoğlu liderliğinde, Ongun’un yöneticilik yaptığı yapıda, Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinden birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, hayali ihalelerle kamu kurumu zararına dolandırıcılık faaliyetleri gerçekleştiği, naylon faturaların kesildiği anlatılan yazıda, Keleş’in yöneticiliğini yaptığı yapıda “kasa” olarak tabir edilen iş adamlarına ihalelerde ayrıcalıklar tanındığı, rüşvet veya irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş adamlarının üzerine verildiği bildirildi.
Yazıda, Keleş’in belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş adamlarından “komisyon” adı altında paralar aldığı, yöneticiliğini Tuncay Yılmaz’ın yaptığı yapıda ise iş adamlarından temin edilen menfaatlerin İmamoğlu’nun ortağı olan şirketler üzerine alınarak kişisel zenginleşmesinin sağlandığı anlatıldı.
Yöneticiliğini Ertan Yıldız’ın yaptığı yapıda ise farklı belediye sınırlarında kalan bazı iş insanlarının para vermeye zorlandığı, para vermeyenlere idari yaptırımlar uygulandığına ilişkin tespitler yapıldığı bilgisine yer verilen yazıda, suç örgütünün temellerinin İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemlerinde atıldığı belirtildi.
YÖNETİCİ KADEMESİNDEKİ ŞÜPHELİLER KENDİ ALT YAPILANMALARINI OLUŞTURDU
Yazıda, İmamoğlu’nun belediyenin birim ve iştiraklerinin başına getirdiği yönetici niteliğindeki şüphelilerin, suç örgütünün devamını sağlamak maksadıyla kendi alt yapılanmalarını oluşturdukları aktarıldı.
Soruşturma dosyası kapsamında, belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının İmamoğlu’nun ortağı olduğu inşaatlara para aktarımı yaptığı bildirilen yazıda, İstanbul’da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin örgüt faaliyetleri kapsamında hukuka aykırı ele geçirildiği, bazı iş insanlarının para vermeye zorlandıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uygulandığı, şüphelilerin belediyenin iş ve ihalelerini maddi menfaat karşılığında kendileriyle irtibatlı iş adamlarına verdikleri kaydedildi.
Yazıda, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından tanzim edilen vergi denetim raporları ve MASAK raporuna göre 2021 ile 2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, şüphelilerin söz konusu bu ihaleleri sadece kendilerine yakın kişilerin almasını sağladıkları, bu kişilerin dikkat çekmemek adına yanlarında çalışan kişiler üzerine de birçok şirket açarak Medya AŞ ve Kültür AŞ’den yüksek bedelli işler aldıkları anlatıldı.
Bazı şirketlerin tek işlik olarak kurulduğu, sonrasında aktif ticari hayatının olmadığı, bazı şirketlerin ise sadece naylon fatura kesmek için kurulduğuna vurgu yapılan yazıda, “Bu belirtilen fiillerle hiyerarşik yapı içinde sürekli olarak kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunun işlendiği tespit edilmiştir.” denildi.
SAHTE FATURA KESİLEREK DOLAŞTIRILAN PARA, ÖRGÜTÜN TAHSİLDARINA ELDEN VERİLDİ
Yazıda, iş verilen kişilerin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle haklarında uygulanması gereken para cezaları uygulanmayarak kamu zararına ve bu kişilerin haksız zenginleşmesine sebebiyet verildiğine değinilerek, muvazaalı sözleşme ve hizmet alımları neticesinde örgüt mensubu kişilerin yetkilisi olduğu şirketlere aktarılan paranın daha sonra alt şirketlere aktarıldığı, alt şirketlerin de kendi aralarında sahte faturalar keserek dolaştırdığı paranın nakit olarak çekilip örgütün tahsildarlarına elden verildiği kaydedildi.
Özel mülkiyete konu reklam alanlarını kiralayan şirketlerin, belediyeden reklam asılması için izin alması gerektiğinden belediyeye başvuru yaptığı, Belediye Kentsel Tasarım Müdürlüğü izin vermeye yetkili olduğu halde bu şirketlerin Kültür AŞ ye yönlendirildiği, Kültür AŞ’nin ise izin verilmesi karşılığı şirketlerden ücret istediği aktarılan yazıda, “Şirketlerin bu ücretleri Kültür AŞ grafik tasarım bedeli adı altında muvazaalı sözleşme imzalamak suretiyle şirkete aynı konulu fatura kestiği, böylece reklam iznini gayrimeşru şekilde ücrete bağladığı, Kültür AŞ’nin bu yöntemle reklam bütçesi harici bir bütçe oluşturarak bu paraları örgüt mensuplarına ait şirketlere muvazaalı sözleşmeler ile aktardığı ve yüksek miktarda kamu zararına sebebiyet verdiği tespit edilmiştir.” ifadesi kullanıldı.
Yazıda, imara aykırı yapılaşmalara göz yummak maksadıyla örgütün “kasası” olarak tabir edilen iş adamlarının üzerine gayrimenkul alımı yapıldığı ve elden nakit para alındığı, başta Kültür AŞ ve Medya AŞ olmak üzere birçok belediye iştirakinde 2022-2024 yıllarında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı bildirildi.
ŞÜPHELİLERİN EYLEMLERİ
Şüphelilerin suç örgütüne bağlı hareket ettikleri vurgulanan yazıda, usulsüz ihalelerin yapıldığı dönemde, İBB’de Zabıta Daire Başkanı olarak görev yapan şüpheli Engin Ulusoy, İBB Avrupa Yakası Zabıta Müdürü şüpheli Hakan Aplak ve İBB Anadolu Yakası Zabıta Müdürü şüpheli Nazan Başelli’nin diğer şüphelilere ait firmaların usulsüz işgal ettiği reklam mecralarına göz yumduğu ve cezai yaptırım uygulamadığı, milyarlarca lira kamu zararında ve suç örgütünün haksız kazanç elde etmesinde sorumlulukları bulunduğu aktarıldı.
Yazıda, usulsüz ihalelerin yapıldığı dönemde, İBB İhale Komisyonu üyesi olarak görev yapan Ramazan Gülten, İBB İhale ve Satın Alma İşleri Müdür Vekili Gökhan Köseoğlu, İBB iştiraki olan Kültür AŞ’de Reklam Şefi Metin Bal, İBB’de Mali Hizmetler Daire Başkanı ve İhale Komisyonu Üyesi Murat Selvi, İBB’de Mali Hizmetler Daire Başkanı ve İhale Komisyonu Üyesi Tuğba Figankaplan ve İBB Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı ve İhale Komisyonu Üyesi Nurten Uğursoy’un milyarlarca lira kamu zararında ve diğer suç örgütü üyesi şüphelileri ile firmalarının haksız kazanç elde etmesinde sorumlulukları bulunduğu belirtildi.
Sevk yazısında, şüpheli Ayhan Koç’un Vaniköy’de bulunan ve kamuoyuna yansıyan villanın tamirat ve tadilat sürecinde villa sahibi Rus iş adamından Sinan Akçiçek ile birlikte rüşvet aldığı kaydedildi.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında 53 şüpheli hakkında daha gözaltı kararı verilmişti.
(Foto: AA)
Bunun üzerine Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, İstanbul, Ankara ve Tekirdağ’da 26 Nisan’da düzenlenen operasyonda 47 zanlı gözaltına alınmıştı. Ekiplerce şüphelilerin yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmalarda 5 kişi daha gözaltına alınmış, gözaltı sayısı 52’ye ulaşmıştı.
4 ŞÜPHELİ DÜN ADLİYEYE GETİRİLMİŞTİ
Bu arada, soruşturma kapsamında yakalanan ve gözaltı süresi dolan 4 şüpheli, dün adliyeye sevk edilmişti. Adliyede ifadeleri alınan şüpheliler, “ev hapsi”ni içeren adli kontrol talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılmıştı.
Hakimlik, 4 şüpheli hakkında “yurt dışına çıkış yasağı” ve “imza atma” şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırmıştı.