Çağrı cihazları nasıl bombaya dönüştü?
Taşıdıkları çağrı cihazları patladı, yüzlerce Hizbullah militanı ağır yaralandı. İsrail’in Hizbullah’a düzenlediği saldırıyla siber savaşlar yeni bir boyut kazandı.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık konuyla ilgili, “Kara, hava, deniz savaşlarının yanında dördüncüsü de siber savaşlardır. Gerek dijital ortamda gerekse telekomünikasyon sistemlerinde bir takip söz konusudur, istediğiniz kadar bireysel olarak bazı cihazları kullanıyor olun sonuçta bu iletişimin sağlanması kimi zaman internet üzerinden olur kimi zaman bulut üzerinden olur kimi zaman da uydu sistemleri vasıtasıyla olur dolayısıyla bu sistemler saldırılara her zaman açıktır” ifadelerini kullandı.
Bir yanda İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımı, diğer yandan ise Hizbullah’ın İsrail’e yönelik roketli saldırıları. Bölgedeki gerginlik tırmanarak devam ediyor.
İsrail’in Lübnan’a yönelik siber saldırısıyla çatışmalar yeni bir boyut kazandı. Hizbullah militanlarının taşıdığı çağrı cihazları bir anda bomba gibi patladı. 11 kişi hayatını kaybetti, çoğu Hizbullah militanı olmak üzere yaklaşık 3 bin kişi de yaralandı.
Hizbullah kaynakları Tayvan’dan alınan bu cihazların yaklaşık 3 ay önce örgüt mensuplarına dağıtıldığı söyledi. Satıcı firma ise “cihazların direkt olarak Lübnan’a satıldığına yönelik bir kayıt yok” dedi. Peki İsrail cihazlara nasıl müdahale etti?
“Özellikle sistemlerde güvenlik açıklarını tespit ettikten sonra bu cihazlara sızmak ve bu cihazların açıklarını kullanarak çok daha kolay bir hal almaya başlamıştır.”
Bu saldırı cep telefonlarının da patlayabileceği sorusunu getirdi akıllara?
“Telefonlarda da aynı risk her zaman karşı karşıyadır. Cihazların bazen ceplerinde patladığını görüyoruz bazen tamircinin önünde patladığını görüyoruz bunların en temel sebebi bu tarz bataryaların kullanılmasından kayaklıdır.”
Peki bu saldırılara karşı nasıl önlem alınabilir?
“Bu, aslına bakarsanız bir milli güvenlik sorunudur çünkü bunu sadece bir vatandaş olarak düşünmeyin milletvekilleri var bakanlar var. Yerli ve milli teknolojileri kullanmak bu tarz riskleri minimum düzeye indirecektir, aksi taktirde bu tür sorunlarla sürekli karşı karşıya kalacağız.”