Ana Sayfa YAZARLAR NEBİ MİŞ / Beka sorunu olarak nüfusun azalması

NEBİ MİŞ / Beka sorunu olarak nüfusun azalması

7
0

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KADEM’de yaptığı konuşmada bir kez daha Türkiye‘nin nüfus artış hızındaki düşüşe dikkat çekerek, bu durumu “ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir” şeklinde değerlendirdi.Türkiye’nin toplam nüfusu, 85.664.944 kişi. Toplam nüfusumuz bugün için dikkate değer bir büyüklükte görülebilir. Ancak doğurganlık oranı, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1’in altında seyretmekte ve 1,51’e kadar gerilemiştir. Bu aynı zamanda nüfusun giderek yaşlandığına işaret eder. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu riski erken dönemde tespit eden bir lider. Bundan dolayı, ailelere yıllardır “en az üç çocuk” tavsiyesinde bulunuyor. Her konuda olduğu gibi, vizyonu dar muhalefet çevreleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tavsiyesine ideolojik bagajlarının bir gereği olarak karşı çıktılar. Örneğin CHP muhalefeti, “üç çocuk söylemi sadece bir nüfus politikası değil. Bu aynı zamanda belli bir aile ve kadın modelini topluma dayatma projesidir” gibi açıklamalarla ideolojik ezberlerini sorumsuzca tekrarladı. Bu bakış açısı geçmişten bugüne, batılıların batı dışa toplumlara dayattığı modernleştirici anlayışın sorgulamadan peşine takılma zihniyetinin bir tezahürüydü. Bu zihniyet, doğurganlığı yüksek aileleri, “geri kalmışlığın” ve “cehaletin” bir temsil biçimi olarak kodladılar.
Batı merkezli kalkınma modelinin taklit edilmesi aynı zamanda toplumu dönüştürme misyonu ile hareket ettiği için çok çocuklu aileler, “eğitim düzeyi ve gelir seviyesi düşük”, “geleneksel ve dini değerlere bağlı”, “modern kent hayatına uyumsuz” kitleler olarak aşağılanarak “toplumsal bir tehdit olarak” görüldü. Uluslararası kurum ve kuruluşların etkisi ve yönlendirmesiyle de belli bir döneme kadar bu görme biçimi maalesef devlet politikasına dönüştürüldü. Örneğin, demografinin stratejik ve jeopolitik önemini en çok bilmesi gereken orduda bile askere giden gençlere çok çocuklu olmanın mahsurları derslerde anlatıldı. Çok çocuklu olmak “cehaletin” bir yansıması, az çocuklu olmak ise “medeniyetin bir ölçüsü” olarak sunulması siyasette de bir gerilim alanı olarak kullanıldı. Kendilerinin destekledikleri partilere oy vermeyen kitleler çok çocuklu aileler olarak işaretlendi ve bir sınıfın baskısıyla aşağılandı.
Dolayısıyla da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stratejik bir bakış açısına dayanan önerilerini de bu bağlamda kısır siyasetlerinin gündemine hapsettiler. Bugün küresel gündem, yapay zekâ, iklim krizi, göç dalgaları gibi konuların yanında yaşlanan nüfus sorununa da nasıl çözüm üreteceğini tartışıyor. Ülkeler için yaşlanan nüfus, yalnızca bir sosyal güvenlik ve sağlık sistemi sorunu olarak değil, aynı zamanda bir beka meselesi ve bir medeniyetin kaybına yol açacak yapısal bir sorundur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KADEM’deki konuşmasında “Türkiye bir kâbusa gidiyor. Anadolu’daki Türk nüfusu hızla yaşlanıyor. Milletimiz kendisini toparlayamazsa, bu topraklardaki yaşama kabiliyetini kaybeder” tespiti bu gerçekliğe işarettir. Bugün batılı gelişmiş ülkelerin birçoğu askeri kapasitelerinin geleceğini, askere alacak yeterli genç nüfusun olmamasından dolayı tehdit altında görmektedir. Yakın gelecekte Türkiye, azalan demografi sorununa uzun dönemli çözüm kapasitesi geliştiremez ise benzer bir hakikatle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bir ülkenin jeopolitiğinde demografi ana belirleyicilerden biri olduğuna göre, hızla yaşlanan, doğurganlık oranı düşen, evlilik yaşı geciken ve çocuk sahibi olma isteğinin azaldığı bir ülke olan Türkiye’nin bu konuda bütünsel bir politika geliştirmesi gerekir. Bu konuda alarm zilleri çalmaktadır. Eğitim sisteminden, istihdama, şehircilik ve konut politikalarından sosyal desteklere, zihniyet değişiminden kültür politikalara kadar üretilen her bir politika alanı, bu konuyla doğrudan ilişkilendirilmelidir. Türkiye’nin nüfus kapasitesi, bir beka sorunu olarak günlük siyasetin, ideolojik bagajların ve eski ezberlerin ötesinde değerlendirilmesi gereken bir meseledir. Geçtiğimiz aylarda sağlıklı bir nüfus yapısı için politikalar geliştirmek ve önlemler almak için “Nüfus Politikaları Kurulu”nun oluşturulması bu anlamda atılan önemli bir adımdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz