Kısa bir sürede olsa KKTC’de geçirdiğim süre adaya dair tablonun kafamda netleşmesini sağladı:
1- Ankara’nın adadaki hakimiyeti hem anakaramız, hem yavru vatan, hem de Doğu Akdeniz‘in huzuru ve güvenliği için olmazsa olmaz.
2- Ülkede çok güçlü olan kamu sendikacılığının doğurduğu bürokratik vesayet krizler üretiyor.
3- Sendikaların domine ettiği CTP gibi muhalefet aktörleri, iktidarı güneydeki yönetimle, Yunanistan‘la ve AB ile uygun adım yürüyerek alma perspektifine sahip.
4- Son başörtüsü tartışmalarında olduğu gibi, UBP liderliğindeki iktidar da muhalefetin yapay gündemleri karşısında tüm enerjisini, Kıbrıs Türk halkının ekonomi ve alt yapı gibi gerçek sorunlarına kanalize edemiyor.
5- İsrail‘den Türki Cumhuriyetlere kadar Rum kesiminin lobisini yapan AB ve Yunanistan’ın KKTC’de birkaç ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çok şey beklediği açık. Kendilerine yakın unsurların cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması ve ardından hükümetin de kendi dümen sularına girmesini arzuluyorlar.
6- Sohbet ettiğim her kesimden Kıbrıslı Türk’ün bu gerçeklerin fazlasıyla farkında olduğunu görmek beni ziyadesiyle memnun etti.
***
ADA HALKININ LAİKLİK TARTIŞMASI DİYE BİR GÜNDEMİ YOK
Bir öğrencinin başörtüyle okula girmek istemesi üzerine muhalefetin faşizan direnişi hepimizin aklına 28 Şubat günlerini getirdi.
Evet basına yansıyan arkaik görüntüler rahatsız edici ama yaygın bir soruna işaret etmiyor. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki KKTC toplumunda laiklik üzerinden bir kutuplaşma yok. Hatta adada böyle bir konu bile yok.
Konuştuğum kim varsa, krize neden olan tarafları samimi bulmadığını söylüyor. Özellikle seçimlere birkaç ay kala bir öğrenci üzerinden ortalığı ayağa kaldırmaya çalışanların samimiyeti sorgulanıyor.
Partizanca hareket eden dar bir grubun sloganlarının aksine, KKTC’ye şeriat geleceğinden kaygılanan kimseye rastlamadım.
Daha gerçek sorunlardan bahsediyorlar.
Lefkoşa‘da esnaflık yapan Osman, elektirik kesintilerinden yakınıyor mesela.
“İşler iyi” diyor. Afrika’dan gelen turistlerin çok alışveriş yaptıklarını anlatıyor.
Gündemdeki olaylara ve politikaya dair sorularım ilgisini bile çekmiyor. Hayatından memnun, gözlerinin içi parlıyor.
Doğma büyüme Kıbrıslı olan 83 yaşındaki Mustafa amca ise net: “Boş ver sen… Bugün adadan Türk askeri gitsin diyenler Türk tankları çekilecek olsa gitmeyin diye önlerine yatarlar.”
Bu arada adada fiyatlar Türkiye‘den iyi. Otellerin hizmet kalitesi de yerinde. Bu açıdan Türkiye’den gidecek turistler için çok cazip.
***
TÜRKİYE’DEN GÖRÜNEN KIBRIS
Hükümete yakın kimi isimlerin Türkiye’den KKTC’ye parmak sallaması halkta tepki yaratmış.
“Kimse bu topraklarda onca yıldır katliam, baskı ve ayrımcılığa rağmen Müslüman ve Türk kimliğine sahip çıkan Kıbrıslı Türk’ün duyarlılığını ve yurtseverliğini tartışamaz” diyorlar. Öyle anlaşılıyor ki KKTC’de Türkiye’deki dinamiklerle okunamayacak ve değerlendirelemeyecek bir denge var.
***
DOĞRU YERE PARMAK BASMIŞIZ
Dünkü yazımda yer alan KKTC’deki sendika vesayetine dair tespitlerime sendikalar çok kızmış.
Tepkilere bakınca ana soruna dair doğru bir noktaya temas ettiğimi daha iyi anladım.
Keşke arada somut örneklerle sıraladığım sorularımdan bir kaçına da cevap verselerdi.
