Ana Sayfa YAZARLAR ERMAN AKILLI / Teknopolar Dünyada Diplomasi: ADF 2025’in Kavramsal Ve Stratejik Katkısı

ERMAN AKILLI / Teknopolar Dünyada Diplomasi: ADF 2025’in Kavramsal Ve Stratejik Katkısı

6
0

Uluslararası sistemin giderek daha fazla ayrıştığı, normatif çerçevenin aşındığı ve küresel yönetişim yapılarına duyulan güvenin azaldığı bir dönemde, diplomasi yalnızca kriz çözümüne odaklı teknik bir araç olarak değil; aynı zamanda çok aktörlü, çok katmanlı ve geleceğe yönelik norm inşası süreçlerinin merkezinde yer alan bir siyasal pratik olarak yeniden ele alınmaktadır. Bu çerçevede, 11-13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya‘da gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu (ADF), çağdaş uluslararası ilişkiler literatüründe giderek öne çıkan teknolojik egemenlik, dijital yönetişim ve yapay zekâ diplomasisi gibi kavramların hem kavramsal hem de pratik düzeyde tartışıldığı çok yönlü bir platform sunmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan‘ın himayelerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan‘ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ADF 2025, “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” teması altında düzenlenmiştir. ADF 2025 kapsamında Türkiye, 155 farklı ülkeden 21 devlet ve hükümet başkanı, 64 bakan ve yaklaşık 450 üst düzey ulusal veya uluslararası bürokrat dâhil olmak üzere 6.000’i aşkın katılımcıya ev sahipliği yapmıştır. Forum, sadece diplomatik diyalogun kurumsal bir zemini olmakla kalmamış; aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası sistemde “norm yapıcı” (norm entrepreneur) bir aktör olarak konumlanma arzusunu da yansıtmıştır.

Teknolojik Egemenlik ve Dijital Dönüşümün Jeopolitiği

ADF 2025’in öne çıkan tematik eksenlerinden biri, teknolojik dönüşümün küresel siyasal düzene etkileri olmuştur. “Sessiz Süper Güç: Bilim ve Yapay Zeka Teknolojisinin Uluslararası İlişkilerdeki Yansımaları” başlıklı panelde, yapay zekâ teknolojilerinin yalnızca teknik ya da mühendislik temelli bir konu olarak değil, aynı zamanda uluslararası siyasetin yeni normlarını, egemenlik anlayışlarını ve güç dağılımını etkileyen çok boyutlu bir dönüşüm aracı olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Küresel sistemin yapısal dönüşümü, artık askeri kapasite veya sınır kontrolünden ziyade; veri altyapıları, algoritmik sistemler ve donanım üretim kapasitesi gibi dijital göstergeler üzerinden şekillenmektedir. Bu bağlamda forumda, dijital egemenliğin üç temel bileşeni tartışmaya açılmıştır: (1) Veri egemenliği, ulusal verilerin güvenli biçimde işlenmesi ve yönetilmesi; (2) Algoritmik kapasite, kamu yönetimi ve güvenlik alanlarında kullanılan karar destek sistemlerinin yerli üretimi ve denetimi; (3) Donanım özerkliği, stratejik teknoloji üretiminde (özellikle mikroçip ve yarı iletken teknolojilerinde) bağımsızlık. Bu unsurlar, klasik Westphalia tipi egemenlik modelinden farklı olarak, egemenliğin altyapısal ve dijital temelli yeniden inşası olarak yorumlanmıştır.

Zira teknolojik dönüşümün inşa ettiği eşitsizlikleri yalnızca teknik bir yetersizlik olarak değil, aynı zamanda yapısal bir adalet meselesi olarak değerlendirilmelidir. Özellikle Küresel Güney (Global South) ülkelerinin veri erişimi, işlem gücü ve inovasyon ağlarına katılım açısından marjinalleştirildiği bir “dijital asimetri” gerçeği panelin gündeminde ön sıralarda yer almıştır. Bu çerçevede, ulusal teknoloji politikalarının yalnızca ekonomik kalkınma perspektifiyle değil; dijital yönetişimin adalet, kapsayıcılık ve dayanıklılık ilkeleri temelinde yeniden yapılandırılması gerektiği ifade edilmiştir.

ADF kapsamında yapılan tartışmalarda, açık kaynak teknolojilerin teşviki, yerli inovasyon ekosistemlerinin güçlendirilmesi ve Güney-Güney işbirliğinin artırılması yönünde somut öneriler geliştirilmiştir. Bu yönüyle forum, sadece normatif düzlemde öneriler sunmakla kalmamış; aynı zamanda dijital altyapı eşitsizliklerinin yapısal çözümleri için işbirliği temelinde ilerleyen model önerileri üretmiştir.

Forumda dile getirilen bir diğer önemli tema, yapay zekâ temelli sistemlerin etik yönetişimi olmuştur. Özellikle seçim güvenliği, ifade özgürlüğü, gözetim teknolojilerinin kullanımı ve algoritmik önyargılar gibi konular, teknik düzlemin ötesine taşınarak diplomatik gündemin etik boyutları içinde değerlendirilmiştir. ADF 2025, evrensel ancak esnek normlara dayalı, yerel bağlamlara duyarlı, şeffaf ve hesap verebilir yapay zekâ yönetişimi çerçevesine olan ihtiyacı ortaya koymuştur.

Bu bağlamda, forumun epistemik çoğulculuğa verdiği önem dikkat çekmiştir. Teknolojik gelişmelerin yalnızca Batı merkezli epistemolojiler üzerinden değil; Afrika, Latin Amerika, Orta Doğu ve Asya gibi coğrafyalardan gelen bilgi sistemleri, değer setleri ve inovasyon pratikleriyle zenginleştirilmesi gerektiği savunulmuştur.

ADF 2025, Türkiye’nin dış politika vizyonunu uluslararası topluma iletmek ve diplomatik markasını yeniden inşa etmek açısından stratejik bir işlev üstlenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın forumda “Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür” ifadesi, yalnızca mevcut uluslararası sistemin temsil krizine yönelik bir eleştiri değil; aynı zamanda daha kapsayıcı, çok merkezli ve adil bir küresel yönetişim tahayyülünün ifadesi olarak değerlendirilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her zaman barışın ve istikrarın tarafında olmuştur. Bu bağlamda ADF, Türkiye’nin çok taraflılık, arabuluculuk ve kapsayıcı diplomasi ilkelerine dayalı “insani diplomasi” temelindeki dış politika iradesini pekiştirmiştir. ADF, bu yönüyle Türkiye’nin daha adil bir dünya hedefi doğrultusunda yalnızca konjonktürel krizlere değil, aynı zamanda yapısal sorunlara ilişkin uzun vadeli stratejik vizyon geliştirme kapasitesine de işaret etmektedir.

Artık bir diplomatik gelenek ve Türkiye adına bir marka haline gelmiş olan ADF’nin hem söylemsel hem de yapısal düzeyde önemli bir işlev üstlendiği görülmektedir. Teknolojik dönüşüm, klasik diplomasiyi veri altyapısı, yapay zekâ sistemleri ve dijital normlar üzerinden yeniden biçimlendirmekte; bu süreçte aktörlerin yalnızca teknik değil etik, politik ve epistemolojik düzeylerde de konum almaları gerekmektedir. Bu bağlamda ADF 2025, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bir forum olmanın ötesinde, küresel yönetişimin dijital geleceğine dair alternatif vizyonların tartışıldığı bir platform olarak değerlendirilmektedir. Antalya’dan yükselen bu çok katmanlı, çoğulcu ve insan merkezli diplomasi çağrısı, geleceğin adil ve teknokutuplu dijital düzenine yönelik önemli bir katkı sunmuştur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz