
Galatasaray, Kadıköy’de bir kez daha kazanıp ezeli rakibini kupada Samandıra’ya yollamış, lig üçüncüsü Samsun’a taraftarı önünde kalesine isabetli şut çektirmemiş ama Bodrum maçının haftasına girilirken gündem “başka”. Hayatında bir İtalyan spor gazetesinin sayfasını çevirmemişler “Juventus, Osimhen için Napoli ile masaya oturdu” yetmedi “Okan Buruk, Roma ile görüştü” diye kurusıkı sıkarak akıllarınca ligin liderinin gündemini değiştirecekler, kaos yaratacaklar… Dün Galatasaray’ın sadece ilk yarıda yaptığı 23 hücum, yalanın ağızlarına yuva yaptığı “haberciler”in suratına inen şamardır. Bodrum, Fenerbahçe maçına hangi 11 ile çıkmış, kaç maç gol yememiş, yönetimi kaç milyon galibiyet primi vermiş; Galatasaray ‘burası benim evim, benim kurallarım’ diye başladı maça.. 27 kez rakip ceza sahasında buluşup, 11 korner atıp, 23 hücumdan sadece Sara’nın ortası ve Lucas‘ın kafasıyla golü bulmak oyunun karşılığı değildi tabii. Frankowski dışında dün –iş düşmeyen Muslera hariç- 9 futbolcu da armanın ve formanın hakkını verdiler, son pas eksik kaldı, son vuruş kötüydü ama maçı 35 hücumla bitiren Okan Buruk’un takımı, kalan haftalar için de kartvizitini koydu ortaya… Önce Antalya‘yı, şimdi de Bodrum’u yetişkin oyuncağına çevirenler karşılarında “Adanmış hayatların umudu” bir takım olduğunu görmüşlerdir. Galatasaray, elbette rakibinden maliyetli bir takım ama dün sahada çok parasıyla kulüp alanları taraftarıyla, formasıyla, armasıyla ve tarihiyle tokatlayıp gönderdi, takımları Bodrum’a döner de kendileri nereye gider kırılmış oyuncaklarıyla, o bilinmez işte…