Ana Sayfa YAZARLAR MELİH ALTINOK / KKTC’de mesele başörtüsü değil, sen hâlâ anlamadın mı?

MELİH ALTINOK / KKTC’de mesele başörtüsü değil, sen hâlâ anlamadın mı?

5
0

Bir süredir Türkiye‘de basının en önemli gündemlerinden birisi KKTC.
Zira cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı adada birbiriyle bağlantılı şaşırtıcı gelişmeler yaşanıyor. İlki, bir ortaokul öğrencisinin okulların kapanmasına iki ay kala başörtüsüyle derslere girmek istemesi ve Öğretmenler Sendikası’nın ortalığı ayağa kaldırmasıyla başlayan gerginlik. Diğeri ise bu süreçte Avrupa Birliği‘nin markaja aldığı bazı Türk cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde (GKRY) diplomatik temsilcilik açma kararı almaları. KKTC’de İsrail’in faaliyetlerini yoğunlaştırdığına ve GKRY’de milis güçlerin hazırlandığına dair iddialar da var.
Meslek hayatımda, dışarıdan yapılan analizlerin gerçeği ıskaladığına sahada pek çok kez şahit oldum. Bu yüzden olan biteni yerinde gözlemlemek ve atmosferi hissetmek için KKTC’ye geldim. İki gün geçirdiğim Lefkoşa‘da siyasilerle ve sokaktaki vatandaşla görüştüm. Manzaranın tam olarak Türkiye’den göründüğü gibi olmadığını gördüm.
Bu köşede birkaç gün sizlere dinlediklerimi, gördüklerimi ve adadaki gündelik hayata dair gözlemlerimi aktaracağım.

***

GKRY’DE TEMSİLCİLİK AÇAN TÜRK CUMHURİYETLERİ KKTC’DE DE AÇSINLAR
Lefkoşa’daki ilk durağım, İngiliz idaresi zamanında Lefkoşa’nın Quirini (Cephane) Burcu üzerinde inşa edilen şirin Cumhurbaşkanlığı Sarayı oldu. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la uzun bir sohbet yaptık.
Sayın Cumhurbaşkanı, başörtüsü tartışmasının adanın gerçekliğiyle uyuşmayan yapay bir gündem olduğunu söylüyor. Muhalefet cephesinin körüklediği bu tartışmanın asırlardır onca baskıya, katliama ve ayrımcılığa rağmen dinine ve kimliğine sahip çıkan Kıbrıs Türk halkına karşı büyük haksızlık olduğunun altını çiziyor.
KKTC’de ABD, İngiltere ve Rusya gibi devletlerin diplomatik temsilcilikleri olduğunu hatırlatan Tatar’ın Türk cumhuriyetlerine de bir çağrısı var:
“Tamam bir şey demiyorum ama madem GKRY’de temsilcilik açmaya karar verdiler, o hâlde KKTC’de de açsınlar. Üstelik burada binlerce Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız kardeşimiz var. Güneyde böyle bir Türk kökenli nüfus yok.”

***

MUHALEFET, TÜRKİYE’DEN GELEN SUYA BİLE KARŞI
Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs davasındaki kararlı duruşunun ve Ankara’nın dev yatırımlarının Kıbrıs Türklerinin güvenliği, refahı ve geleceği için en hayati konu olduğunun altını kalınca çiziyor.
CTP Lideri Tufan Erhürman’ın GKRY’deki komünist AKEL partisinin “Adada iki devlet olamaz” tezini savunduğunu ve muhalefetin KKTC’ye karşı ihanet içinde olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC’ye can veren su projesinden tutun da yeni havalimanı inşaatına kadar Türkiye’nin dev yatırımlarına bile karşılar. Sorsan, inşaatı bitmek üzere olan Yeni Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento Külliyesi’ni bile istemiyorlar, ama şimdiden Meclis’te kimin hangi odayı kapacağının kavgasına tutuştular” diyor.

***

İSRAİLLİLERİN KKTC’DE TOPRAK ALDIĞI İDDİALARI SPEKÜLASYON
İsraillilerin KKTC’de toprak aldığına dair iddiaları sorduğum Cumhurbaşkanı Tatar net cevap veriyor:
“Yok öyle bir şey. Bunlar spekülasyon. Yabancı yatırımcılara dair tüm hareketler titizlikle takip ediliyor. Bu Güney’deki yönetimin konusu.”

***

PEKİ, BAŞÖRTÜSÜ KRİZİ NASIL BÜYÜDÜ?
KKTC’deki koalisyonun ortağı olan Yeni Doğuş Partisi lideri ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’yla da zihin açıcı bir sohbet yaptık.
Türk basınının önemli isimlerinden Ercan Arıklı’nın akrabası olan Bakan Arıklı, asıl meselenin birkaç ay sonraki cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu anlatıyor.
Cumhurbaşkanlığı makamının sembolik olsa da uluslararası arenada KKTC’nin tanınma ve bağımsızlık davası açısından hayati önemde olduğunu hatırlatıyor. Koalisyon olarak rehavete kapılacak lükslerinin olmadığını, yarışın kıran kırana geçeceğini, Türkiye ile uyumlu bir iktidarın yeniden işbaşına gelmesinin şart olduğunu vurguluyor.
Arıklı, muhalefetin seçim malzemesine dönüştürdüğünü söylediği başörtüsü krizinde aktif rol almış. Süreci şöyle anlatıyor:
“Okulun kapanmasına iki ay kala kapanmaya karar veren çocuğumuzu da ailesini de çağırıp konuştum. Bir saate yakın dil döktüm. ‘Önümüzde hassas bir dönem var. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor. Belli bir kesim toplumda terör havası estirecek. Okulların kapanmasına sayılı gün var, gelin bir formül, orta yol bulalım’ dedim. Kabul etmediler. Sendikaya da ‘Öğrenciye rapor alalım. Sonra imtihanlara alırız’ şeklinde bir çözüm teklif ettik. Olmadı. Biz de tüzüğü değiştirdik. Ancak tartışma daha da alevlendi.”

***

SENDİKA, DEVLET İÇİNDE DEVLET
Başörtüsü tartışmasında KKTC’deki sendikaların ana muhalefet CTP’den bile daha radikal tutum takındığını, tartışmayı açmaza sürüklediğini anlatan Erhan Arıklı, “Bugün ortaya çıkan bir sorundan bahsetmiyoruz. Sendika, devlet içinde devlet ve her alanda devletin, hükümetin işleyişini sekteye uğratıyor” diyor.
Arıklı, “Siyasetin Frankeştaynı” diye tarif ettiği sendikaların “Milli Eğitim Bakanı, okullardan elini çek” diyecek kadar çığırından çıktığını, siyaseti ve toplumsal yaşamı esir aldığını söylüyor.
Evet, yavru vatandan ilk gün anlatacaklarım bunlar. KKTC’de sakin ada hayatı akıp gidiyor. Kimse birbirini ittirmiyor. Yüzler gülüyor. Bir avuç azgın azınlık deniyor ama atmosferin huzurunu bozamıyor.

***

YARIN: Sendikaların “eylem ateşi” adını verdikleri akşamki gösterilerden izlenimlerim, Türkiye’deki iktidar ve muhalefet cephesinden gelen açıklamaların KKTC siyasetindeki yankıları, sokaktaki vatandaşın ne dediği, adadaki gündelik hayat ve ekonomik durumla devam edeceğiz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz