YAZARLAR

YÜKSEL AYTUĞ / 25 yıldır aynı şarkıyı söylüyorlar

Deprem işinde de millet tarikatlara bölündü. Şener hocacılar, Celal hocacılar, Naci’bendiler… Herkes meşrebine göre bir hoca seçti, ona inanıyor.
Sosyal medyada Olacak O Kadar‘ın 25 yıl önce yayınlanan bir bölümü dolaşıp duruyor. Tam ibretlik.
Kahvehane sakinleri bir yandan oyun oynayıp, bir yandan da televizyondaki deprem bilimcilerin “kehanetlerini” izliyorlar. Bir kanaldaki hoca, elindeki haritayla “İşte fay hattı tam burada. Bu deprem İstanbul‘u yıkacak” deyince kahvedekiler fırlayıp dışarı koşuyor. Elinde kumandayı tutan adam, “Durun, acele etmeyin, bir de diğer kanaldaki hocayı dinleyelim” diyor. Oradaki hoca ise kendinden emin bir şekilde “Bakın bu haritayı az önce çizdim, dumanı üstünde.

Burada İstanbul’u yıkacak fay filan yok” deyince bizimkiler tekrar sakinleşip yerlerine oturuyorlar. Ardından bir diğeri çıkıp, “İstanbul’da deprem olmayacağını söyleyen bir zat, halkı rehavete sürüklüyor. Bal gibi de olacak” deyince, haydi tekrar bir panik… Derken bir başkası “Durun, durun. Bunların hepsi şarlatan. İstanbul nere buralar nere?” deyince tekrar yerlerine oturuyorlar. Bu durum, kanalları gezdikçe sürekli tekrarlanıyor. Bir kapıya, bir sandalyeye… İçlerinden biri diyor ki “Televizyon olmadan önce ne güzel yayıla yayıla oynuyorduk tavlayı.
Şimdi oturduğumuz yerde ayaklarımız kapıya bakıyor…” Diğeri son noktayı koyuyor: “Trafikti, kuduzdu derken zaten ölüp durmuyor muyuz? ‘Depremle yaşamaya alışın’ demeleri de bundan. Alışırız, alışırız, buna da alışırız…”
Şimdi söyleyin bakalım, Simpsonlar mı yoksa Olacak O Kadar mı daha büyük kahin?

Hülya Avşar doğallığı
Zaten bunu da yapsa yapsa bizim deli dolu, dobra kişilikli Avşar Kızı yapardı. Ünlülerin türlü görsel efektle sanal dünyada gençleşip, güzelleşmeye çabalarken madara olduğu şov dünyasında Hülya Avşar çıkıp, kendini de dahil ederek “Kral çıplak” dedi. Avşar, televizyon programındaki filtreli görüntüsünün yanına doğal fotoğrafını da iliştirip, sosyal medyasında paylaştı.

Şu geldiğimiz noktaya bakar mısınız? Artık filtresiz fotoğrafını paylaşan kadınları alkışlıyoruz. Doğal olana şaşıra şaşıra, doğallıktan uzaklaşıyoruz. Tıpkı göğsünde silikon, dudağında dolgu, kalçasında protez olan kadının markette doğal köy yumurtası araması gibi…

Yetti artık Mourinho!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho hakkında artık yazmayayım diyorum ama adam Türk halkını aşağıladıkça sessiz kalmayı içime yediremiyorum.
Mourinho ikinci kez yayıncı kuruluş beIN Sports’un canlı yayınına müdahale etti. Bir süre önce kendi tabletindeki görüntüyü kameranın önüne koyup “Bu pozisyonu verin” diye talimatta (!) bulunan Portekizli çalıştırıcı, geçen hafta oynanan Gaziantep maçında da saha kenarındaki canlı yayın kameramanını kolundan tutup zorla VAR monitörünü çekmesini istedi. Sayın Mourinho, yönetmenliği çok istiyorsan gel Atv’ye stajyer olarak başla. Hem böylelikle senden kurtulan takım, şampiyonluk yüzü de görmüş olur.
Şımarıklığın da bir haddi, hududu olmalı…

Zap’tiye
Kriko satışları düşer mi acaba?

Gaf’let kürsüsü
Arapbaba adlı hesaptan “Yok artık” dedirten bir yorum geldi: “6.2 şiddetinde deprem olduysa niye yıkım olmadı hiçbir yerde? Fayın geçtiği net yer niye belirtilmiyor? Bu bir hükümet oyunu bence hiç inandırıcılığı yok.”

Ne demiş?
Şener Hoca‘yı dinleyenler, geceyi kendi evlerinde kendi yataklarında geçirdiler, mışıl mışıl uyudular. Naci Bey’i dinleyenler, arabalarında yattılar, sefil oldular. Celal’i dinleyenler, arabalarına bindiler, İstanbul’dan kaçtılar, memleketlerine gittiler. Ahmet Ercan’ı dinleyenler, kararsız kaldılar. Önce evde yatalım dediler ama sonra arabalarında kalmaya karar verdiler, en sonunda da İstanbul’u terk ettiler.” (Sosyal medyadan)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu